15. Hukuk Dairesi 2016/4623 E. , 2018/661 K.
"İçtihat Metni"....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi, ayıplı mal teslimi sonucunda uğranılan maddi zararın ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili müvekkilinin yüklenicisi olduğu.....çok amaçlı salon inşaatı için davalıdan bedelini ödeyip satın aldığı ..... sınıf tip ve türünde 150 m3 betonu inşaatında kullandıktan sonra, yapılan denetimlerde betonun sözleşmedeki vasıfları taşımayıp .... değerlerinin altında olduğunun tesbiti üzerine, yapının yıkılmasına karar verilmesi nedeniyle uğradığı maddi zararlara karşılık 77.790,00 TL, masraf bedeli 1.000,00 TL yoksun kalınan kâr ile 20.000,00 TL manevi zararının davalıdan faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı vekili satılan betonun ayıplı olmadığını sözleşmedeki vasıfları haiz bulunduğunu, zararlı sonucun uygulama hatası, vibrasyon, sulama, bakım kür eksikliği nedeniyle doğabileceğini, teknik laboratuvar analizleriyle gerçeğin saptanacağını davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere alınan bilirkişi raporuna göre davacınn maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kâr yoksunluğu isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise, 10.000,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; (B.K. 49), TBK"nın 58. maddesi gereğince kişisel hakları (çıkarları) hâleldar olan kimse manevi tazminat isteyebilir. Böyle bir kimseye bir miktar para ödenmesi ruhsal acılarını kısmen de olsa giderme amacına yöneliktir. Malvarlığına yönelik bir eylem bu anlamında doğrudan kişisel hakları ihlal eden bir eylem niteliğinde değildir.
TMK"nın 24. maddesinde belirtilen esas kurala göre kişisel çıkarları haksız tecavüze uğrayan kimse ancak yasanın gösterdiği hallerde manevi tazminat isteyebilir. TBK"nın 58. maddesi de TMK"nın 24. maddesini doğrulamaktadır. Kişisel hakların zarar görmesi sözleriyle
./..
....
kişinin kişiliğe ilişkin olan hakları, diğer bir deyimle kişisel varlığı amaçlanmıştır. Kişisel hakları, kişinin kendi hür ve bağımsız varlık bütünlüğünü sağlar. Bu hak insanın doğumu ile kazanılan ve kişiliğe bağlı olan bir haktır. Hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, din, düşünce ve ekonomik çalışma özgürlüğü, şeref, haysiyet ve itibar, ün, ad, sır ve resim hep kişisel varlıklardır. Şu halde Türk Borçlar Kanunu"nun 58. maddesi hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi ve kişisel yararların hâleldar olması ön şart olarak aranmakta, bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Gerçi mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü BK"nın 49. ve MK"nın 24. maddesinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Ancak kişiye yönelik hakaret gibi haksız fiil teşkil eden bir eylem bulunması halinde manevi tazminat istenmesi mümkündür. Davacı TBK"nın 58. maddesi kapsamında manevi tazminata hükmedilmesini gerektiren davalının haksız fiil niteliğinde eylemi bulunduğunu da kanıtlayamamıştır.
Sözleşmeye aykırılık halinde 6098 sayılı Kanun"un 114/II. maddesi uyarınca, haksız fiil sorumluluğuna ait hükümler kıyas yoluyla uygulanıp manevi tazminat istenebilirse de, TBK"nın 58. maddesi hükmünce, sözleşmeye aykırılığın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması zorunlu olup, somut olayda bu unsurun gerçekleşmediği anlaşıldığından, koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddi gerekir.
Mahkemece de manevi tazminata dayanak teşkil eden kusurlu eylemin ne olduğu gösterilmemiştir. Bu nedenle manevi tazminat isteminin tümüyle reddi gerekirken bu talebin kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış, hükmün bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte belirlenen nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....