1. Hukuk Dairesi 2014/5739 E. , 2015/6460 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2013
NUMARASI : 2010/1-2013/338
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı Ü.. G.. vekili ile davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakim nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleşen dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı M.. G.."in kat irtifakı kurulu 85 ada 51 parseldeki 5 nolu meskeninin intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini 25.02.2003 tarihinde davalı yeğenlerine devrettiğini, rahatsızlığı sebebi ile akit tarihinde murisin ehliyetsiz olduğunu, öte yandan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığını ileri sürerek, tapunun iptali ile muris adına tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 15.12.2006 havale tarihli dilekçesi ile; dava dilekçesinin sonuç kısmındaki ""tapunun iptali ile muris adına tescil"" isteğini, ""payı oranında iptal ve tescil"" olarak düzelttiğini bildirmiştir.
Birleşen davada davacılar, aynı iddiaları tekrar ederek payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılar, paya yönelik açılan eldeki davanın dinlenme olanağının bulunmadığını, tüm iştirakçilerin katılımı ile dava açılması gerektiğini, iddiaların doğru olmadığını, öte yandan aynı hususta Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2004/309 Esas sayılı devam eden dava dosyasının bulunması sebebi ile derdestlik itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/162 Esas sayılı dosyasının yargılaması sırasında mirasbırakanla ilgili Adli Tıp Kurumu"ndan alınan raporda murisin 21.02.2013 tarihinde ehliyetsiz olduğunun rapor edildiği, eldeki davaya konu temlikin de bu tarihten dört gün sonra 25.02.2013 tarihinde gerçekleştirildiği, buna göre mirasbırakanın akit tarihinde ehliyetsiz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
./..
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, mirasbırakan M.. G.."in kat irtifakı kurulu 85 ada 51 parseldeki 5 nolu meskeninin intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini 25.02.2003 tarihinde eşit paylarla davalılara satış suretiyle devrettiği, 1929 doğumlu olan mirasbırakanın 13.07.2006 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı kardeşleri ile dava dışı kardeşleri M.. G.. ile H.. Ş.."in kaldıkları, aynı taşınmazla ilgili murisin sağlığında vasisi tarafından ehliyetsizlik iddiası ile açılan davanın, Karşıyaka 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 18.01.2010 tarih ve 2004/309 Esas, 2010/2 sayılı kararı ile açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava dilekçelerinin içeriği ve iddiaların ileri sürülüş biçiminden, asıl ve birleşen davada; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayanıldığı açıktır.
Hemen belirtmek gerekir ki, İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/162 Esas sayılı dava dosyasından Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Dördüncü İhtisas Kurulundan alınan 25.04.2012 tarihli raporda; demans denilen bunama hali olan mirasbırakanın 21.02.2003 tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığının bildirilmiş olması karşısında, eldeki davaya konu temlikin de bu tarihten 4 gün sonra 25.02.2003 tarihinde gerçekleştirilmiş olması sebebi ile akit tarihinde mirasbırakanın ehliyetsiz olduğunun mahkemece kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, ehliyetsizlik iddiasına dayalı davalar tereke adına açılması gerektiğinden, mirasçılardan bir bölümünün payları oranında açtıkları davanın dinlenilmesine olanak yoktur. Anılan kural Türk Medeni Kanununun elbirliği mülkiyetini düzenleyen Türk Medeni Kanunun 701 ile 703. maddeleri hükümleri gereğidir.
Somut olayda, ehliyetsizlik iddiasının öncelikle inceleneceği, bu iddia açıklığa kavuşturulmadan diğer hukuki sebebin araştırma konusu yapılamayacağı ve mirasbırakanın davacı ve birleşen dava davacıları dışında mirasçılarının bulunduğu da dikkate alındığında, pay oranında istekte bulunularak açılan eldeki davaların dinlenemeyeceği açıktır.
Hal böyle olunca, asıl ve birleşen davanın görülebilirlik koşulu yerine getirilmediğinden reddi gerekirken, esastan hüküm kurulması isabetsizdir.
Kabul tarzı itibariyle de; yargılama sırasında keşfen belirlenen değer üzerinden harç ikmali yapıldığı halde, harç ikmali yapılmadığından bahisle davacı taraf yararına eksik vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmadığı gibi, birleştirilse dahi her dava bağımsız varlığını sürdürdüğünden, birleştirilen her dava için harç ve yargılama giderlerinin ayrı ayrı hüküm altına alınması gerektiği halde bu hususun da gözardı edilmiş olması da isabetsizdir.
Davacı Ü.. G.. vekili ile davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.