14. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/16837 Karar No: 2015/1455 Karar Tarihi: 11.02.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/16837 Esas 2015/1455 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2014/16837 E. , 2015/1455 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVACI-DAVALI : Hazine
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.05.2009 gününde verilen dilekçe ile üst hakkının terkini ve tazminat; karşı davada ise davacı şirket tarafından 14.09.2009 günlü dilekçe ile davalı Hazine aleyhine tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, karşı davanın ise yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen 28.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacı şirket vekili ile duruşmasız temyizi davacı-karşı davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 11.11.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı-karşı davacı şirket vekili Av. ... ile karşı taraf davacı-karşı davalı Hazine vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare Dairemizin 11.11.2014 günlü mahalline iade kararı sonrası dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R Asıl dava, üst hakkının terkini ve ödenmeyen üst hakkı bedellerinin gecikme zamları ile birlikte tahsili istemlerine ilişkindir. Karşı dava ise, peşin ödenen üst hakkı bedelinin istirdadı, muhdesat bedeli ve muhdesat dışı yapılan harcama ve kar mahrumiyeti tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davada üst hakkının tapudan terkini talebinin kabulüne, üst hakkı bedellerinin tahsili talebinin reddine, karşı davada ise davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davaları, tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar idari dava türleri olarak gösterilmiştir. Yargı yetkisinin sınırı ise idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu belirtilmiştir. Görülüyor ki, idari davaların türleri ve yargı yetkisinin sınırları belirtilirken idare mahkemelerin yerindelik denetimi yapacağı, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayarak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde karar vereceğine ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir. Somut olayda, karşı dava TMK"nın Eşya Hukuku bölümünde düzenlenen üst hakkı sözleşmesine dayalı tazminat istemiyle açılmıştır. Görülüyor ki, davanın idari yargı yerinde görülmesini gerektiren bir neden yoktur. Karşı dava yönünden de işin esası incelenerek sonucuna uygun bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin temyiz harcının yatırana iadesine, 1.100,00"er TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak birbirlerine verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.