Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13887
Karar No: 2016/1266

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/13887 Esas 2016/1266 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/13887 E.  ,  2016/1266 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    .
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalılardan ... ve dahili davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar ... ve arkadaşları, 12.06.2015 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri, ... ili,... ilçesi, ... köyünde bulunan tespit dışı taşınmazları imar ve ihya ettiklerini, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu belirterek adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
    ..., 29.12.2014 tarihli dilekçe ile TMK"nın 713/6. maddesi uyarınca çekişmeli taşınmazların ... adına tescil edilmesini istemiştir.
    Mahkemece; 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/1. maddesi ile 5216 sayılı Kanun hükümleri ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince, ... ve... Belediye Başkanlığının huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu gözetilerek anılan belediyelerin davaya katılımları sağlandıktan sonra fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 01.05.2014 tarihli rapor ve krokide (B, C, D, E, F) harfleri ile işaretlenen taşınmazların ... mahallesi sınırları içinde kaldığı, ... mahallesinde kadastro çalışmaları başladığından davaya bakma görevinin Kadastro Mahkemesine ait olduğu, ... mahallesi sınırları içinde kalan fen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve krokide (A ve G) harfleri ile işaretlenen taşınmazların 1984 yılı hava fotoğraflarında kıraç, taşlık, kayalık ve ham toprak arazi olarak gözüktüğü, imar ve ihya işleminin halen tamamlanmadığından anılan yerlere ilişkin davanın reddine, nitelik belirtilmeden ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalılardan ... vekili ve dahili davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, TMK"nın 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    ... köyünde yörede orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu ise 1983 yılında yapılıp 08.12.1983-06.01.1984 tarih aralığında ilân edilip kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosunun kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; ..., TMK"nın 713/6. maddesi uyarınca çekişmeli taşınmazların ... adına tesciline karar verilmesini istediği halde, kısa kararda bu yönde olumlu veya olumsuz hüküm kurulmayıp, gerekçeli kararda ... mahallesi sınırları içinde kalan fen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve krokide (A ve G) harfleri ile işaretlenen taşınmazların nitelik belirtilmeden ... adına tapuya tesciline karar verilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
    Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hâkimin, 6100 sayılı HMK"nın 298. (1086 sayılı HUMK"nın 388.) maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte tam olarak yazması ve hüküm sonucunu 6100 sayılı HMK"nın 297/2. (1086 sayılı HUMK"nun 389.) maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Ne var ki, uygulamada 1086 sayılı HUMK"nın 381. maddesinin son fıkrasının 6100 sayılı HMK"nın 294. maddesinin getirdiği imkândan faydalanarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukukî varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hâkimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK"nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum oluşturur. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargının, hâkimin ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    10.04.1992 tarihli 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı ile kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı; bozmadan sonra yerel mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile karar verebileceği öngörülmüştür.
    Değinilen ilke ve kanun hükümleri gözardı edilerek kısa kararla çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması bozmayı gerektirmiştir.
    Kabule göre de; ... Kadastro Müdürlüğü 07.04.2015 tarihli yazıda; ... mahallesinde genel arazi kadastro çalışması yapıldığını, fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 01.05.2014 tarihli rapor ekindeki krokide sayısal değerler bulunmadığından, yapılan sayısallaştırmaya göre dava edilen yerlerin bir bölümünün ... mahallesinde bulunan 1130 ve 1415 sayılı parsellerin çapı içinde kaldığını, bir kesiminin de ... mahallesi sınırları içinde kadastro dışı bırakılan alanda kaldığını belirtmiştir. Anılan yazı ekindeki 1130 ve 1415 sayılı parsellerin krokisi ile hükme dayanak yapılan fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 01.05.2014 tarihli rapor ve ekindeki kroki incelendiğinde (A) harfi ile işaretlenen taşınmazın bir bölümünün ... mahallesinde bulunan 1415 parsel içinde, bir kesiminin de ... mahallesi sınırları içinde kadastro dışı bırakılan alanda kaldığı görülmektedir. Mahkemece ise (A) harfi ile işaretlenen taşınmazın tamamının ... mahallesi sınırları içinde kaldığı düşünülerek yazılı şekilde esas hakkında hüküm kurulmuştur. Bu durumda mahkemece, fen bilirkişisi ..."den ... köyünde yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazlardan hangileri hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlendiği, taşınmazların hangi köyün kadastro çalışma alanında ve hangi kadastro parselinin sınırları içinde kaldığı yönünde ölçekli koordinatlı ek krokili rapor alınmadan hüküm kurulması doğru değildir..
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekili, davalı ... vekili ve dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre diğer konuların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/02/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi