23. Hukuk Dairesi 2014/6239 E. , 2014/6046 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2013
NUMARASI : 2012/90-2013/226
Taraflar arasındaki birleşen tapu iptali tescil ve tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacılar vekili, müvekkilleri yükleniciler ile davalı arsa sahibi arasında 19.02.1987 ve 26.02.1987 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ile bu sözleşmelere konu işlerin tamamlandığına ilişkin 07.10.1996 protokol ve taahhütname ile aynı tarihli arsa payı karşılığı satış vaadi ve bedelli irtifak hakları devir sözleşmesi imzalandığını, buna göre davalının, Kaş Tapu Sicil Müdürlüğü"nde düzenlenen 23.12.1992 tarih ve 1582 yevmiye numaralı bedelli irtifak senedindeki haklarını, Kaş ilçesi Kalkan beldesi 1831 parselde kayıtlı taşınmazdaki 1/2 hissesini müvekkillerinden...Turistik Tes. İşletmecilik ve ...A.Ş."ye; .. ilçesi ...köyü, 28 yevmiye, 84 cilt, 62 sayfa , 7 sıra no da kayıtlı 12.800 m² taşınmazın protokol eki olan planın C alanı olarak belirtilen kısmına tekabül eden 2650/12800 hissesini ise müvekkili T.. K.."ya satmayı vaadettiğini ancak, yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek, 23.12.1992 tarih ve 1582 yevmiye numaralı bedelli irtifak senedindeki hakların, 1831 parselde kayıtlı taşınmazdaki 1/2 hissenin davacı ... Turistik Tes. İşletmecilik ve ...A.Ş.; Kaş ilçesi, ... köyü 28 yevmiye 84 cilt, 62 sayfa , 7 sıra no da kayıtlı 12.800 m² taşınmazın protokol eki olan planın C alanı olarak belirtilen kısmına tekabül eden 2650/12800 hissesinin davacı T.. K.. adına devir ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, sözleşmelerdeki devir ve tescilin imar planı çıkarılması, proje tasdiki, tapuda cins tashihi yapılması şartlarına bağlı olduğunu, bunların yerine getirilmediğini, sözleşmeler gereği müvekkiline teslimi gereken 11,12,13,55 ve 56 no"lu bağımsız bölümlerin taahhüt edilen 1997 yaz sezonunda teslim edilmediğini, davacıların edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkillerinin de edimini yerine getirme yükümlülüğü bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2000/313 Esas sayılı davasında davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalılardan T.. K.. arasında 19.02.1987 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yine davalılar ile müvekkili arasında yapılan 07.10.1996 tarihli protokol ve taahhütname ile müvekkiline düşen bağımsız bölüm sayısının yeniden düzenlendiğini, müvekkiline düşen 11,12,13,55 ve 56 no"lu bağımsız bölümlerin sözleşme şartlarına ve standartlarına uygun yapılmadığını, davalıların kendilerine ait binalara bodrum yaptığı halde, müvekkiline yapmadığını, anılan bağımsız bölümlerin iskân izinleri alınarak 1997 yılı yaz sezonuna kadar teslimi gerekirken, iskân izni alınmadan bu yaz teslim edildiğini, sözleşmeye göre bu bağımsız bölümlerin 3 yıl geç ve usulsüz teslim edildiğini, bundan dolayı 3 yıl gelir ve kullanmadan mahrum kalındığını, taşınmazlar üzerinde tespit yaptırıldığını, sözleşmeye ve teknik şartnameye göre eksik ve kusurlu işler bulunduğunu, bilirkişi tespitine göre, eksik ve kötü yapımdan dolayı yapılması gereken masraf tutarının 6.550,00 TL, bir yıllık kira kaybının 8.040,00 TL, binaların eksik ve kötü yapımı nedeniyle meydana gelen eksikliğin 18.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, 6.550,00 TL eksik ve ayıplı iş nedeniyle yapılacak masraf bedeli, 24.120,00 TL üç yıllık kira kaybı, 18.000,00 TL kötü yapım nedeniyle binadaki değer eksikliği bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasını talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalılar vekili, taraflar arasında yapılan protokol ve taahhütnameye göre, 11,12 ve 13 no"lu bağımsız bölümlerin tesliminin 1999 sezonu sonuna ertelendiğini, bu üç bağımsız bölüm dışındaki tüm bağımsız bölümlerin süresinde teslim edildiğini, anılan 3 adedinin ise, 2000 yılı Mayıs ayında teslim edildiğini, bunların geç teslim edilmesinin, davacının edimlerini yerine getirmemesine dayandığını, tespit ve talep edilen kira bedelinin fahiş olduğunu, taşınmazlarda eksiklik bulunmadığını, davacının teslimden sonra süresinde ayıp ihbarında bulunmadığından, talep hakkının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl davadaki taleplerin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 08.12.2011 tarih ve 2010/3883 E, 2011/7290 K. sayılı ilamıyla, tapu kayıtları ve belgelerden satış vaadi sözleşmesine dayanılarak tescili istenen 1831 no"lu parselin 5470 paydan ibaret olduğu, bu payın 4571"inin davacı şirket adına, kalan 899 payın ise davalı Ercan adına kayıtlı olduğu, satış vaadi sözleşmesinin noterde düzenleme şeklinde yasalara uygun biçimde imzalandığı ve geçerli olduğu, kararlaştırılan satış bedelinin satışı vaad eden Ercan"a ödendiğinin uyuşmazlık konusu olmadığı, bu nedenle davacıların 1831 parsele ilişkin tapu iptâl ve tescil isteminin birleşen davada hüküm altına alınacak miktarın ödenmesi şartıyla kabulüne karar verilmesi gerekirken, istemin reddinin doğru olmadığı, 07.10.1996 tarih ve 26685 yevmiye nolu sözleşmede arsa sahibine isabet edecek 10 adet villadan 5 adedinin 1997 yılı yazı sezonuna teslim edileceği, 11, 12, 13 no"lu villaların ise yaz sezonuna yetişmemesi halinde yüklenicinin kendi villalarını tamamlayamaması halinde 1999 sezonunda teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, bu durumda 11, 12 ve 13 no"lu villaların teslim tarihinin 1999 sezonu olarak tesliminin kararlaştırıldığı ve bu tarih itibariyle yüklenicinin kendi inşaatlarını tamamlayamadığı ve sözleşmede teslimin 1999"a sarkması halinde bu villalar için gecikme tazminatı alınacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmadığından mahkemece 11, 12 ve 13 no"lu villalar için talep olunan gecikme tazminatının 1999 yaz sezonundan itibaren hesaplanması gerekirken bu villalar bakımından da 1997 yaz sezonundan başlayarak kira hesaplanmasının doğru olmadığı belirtilerek, karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 20.02.2013 tarihli bilirkişi raporu dikkate alındığında, daha önce mahkemenin hükme bağlamış olduğu tazminat miktarından düşülmesi gereken kısmın 6.966.66 TL olduğu, bu nedenle daha önce verilen hükmün B1-b kısmında belirtilen kira kaybından kaynaklanan 20.323,00 TL"lik kısmından düşülerek 13.356.34 TL"nin kabulü ile davacı E.. A.."a verilmesine ve mahkemenin diğer hükümlerinde belirtilen eksik imalat nedeninden kaynaklanan tazminat ve kalitesiz imalattan kaynaklanan tazminat toplanarak davacı E.. A.."ın zararının karşılanması şartı ile 1831 parsel sayılı taşınmaza yönelik tescil talebinin kabulü yönünde hüküm kurmak gerektiği belirtilerek, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilinin davasının Yargıtay ilamı doğrultusunda kısmen kabulüne, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin davasının kabulüne, asıl davada davalı-karşı davada davacılar T.. K.. ile ... Turistik Tesisleri İşletmeciliği .... A.Ş."nin E.. A.. aleyhine açmış olduğu ...Beldesi Kışla Önü mevkinde bulunan 1831 parsel sayılı taşınmaza yönelik davalarının E.. A.."a ödenmesi gereken 41.218,00 TL"nin dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte ödenmesi şartı ile Antalya İli ... İlçesi ... Beldesi Kışlaönü mevkii 1831 parsele ilişkin taşınmazdaki 1/2 hissesinin davacılardan ... Turistik Tesisleri İşletmeciliği ... A.Ş adına tespit ve tesciline karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; birleşen dava, eksik ve ayıplı iş bedeli, kira tazminatı ve değer kaybı istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK"nın 297/2. maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Mahkeme kararının gerekçe bölümü ile hüküm sonucunun çelişkili olması, mahkeme kararlarının tereddüt doğurmayacak şekilde açık olması kuralına aykırılık oluşturur. Mahkemece hükmün gerekçe kısmında, bozma sonrası bilirkişi tarafından hesaplanan 13.356,34 TL kira kaybı ile bozmadan önceki kararda hüküm altına alınan 6.550,00 TL eksik imalat bedeli ve15.163,00 TL kalitesiz imalat bedeli toplanarak, birleşen davada davacıya verilmesi şartıyla asıl davanın kabulüne karar verilmiş olup, gerekçede belirlenen tutarın toplamı 35.069,34 TL yönünden birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hüküm kısmında ne şekilde tespit edildiği anlaşılmayan 41.218,00 TL yönünden birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, gerekçe ile hüküm sonucu arasında çelişki doğmuş olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Bozma nedenine göre, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin harca, yargılama giderlerine ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
4-Öte yandan, asıl davada davacılar T.. K.. ve ... Turistik Tes. İşletmecilik ve .... A.Ş., birleşen davada davalılar T.. K.. ve .... ve Dekorasyon Müessesi A.Ş., asıl davada davalı, birleşen davada davacı E.. A.. iken, gerekçeli karar başlığında asıl davanın ve birleşen davanın taraflarının karıştırılması ve asıl davanın davacılarından .... Turistik Tes. İşletmecilik ve ... A.Ş."nin karar başlığında gösterilmemesi de HMK"nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olduğu gibi, asıl ve birleşen dava tarihlerinin ayrı ayrı belirtilmediği, belirtilen dava tarihinin her iki dava tarihi ile bir ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığından, dava tarihinin ayrı ayrı ve doğru olarak belirtilmesi için de hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.