Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin kaçak veya abonesiz elektrik kullanmadığı, tutanağa konu tarımsal sulama tesisi ile ilgisi olmadığı halde, idare elemanlarınca rastgele sorularak tanzim edilen tutanağa istinaden tahakkuk ettirilen toplam 57.854,57 TL bedelden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre tarımsal sulama tesisinin davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda; davalı kurum görevlileri tarafından düzenlenen kaçak elektrik zaptında, davacının abone olmaksızın tarımsal sulama amacıyla kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği görülmüştür. Mahkemece, zarar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, tarımsal sulama tesisinin davacıya ait olmadığı açıklanmış, mahkemece alınan bu rapor benimsenerek, davanın kabulü cihetine gidilmiştir. Oysa, yargılama sırasında dava konusu tutanağın düzenlendiği yerde kimin ve hangi tarihten itibaren faaliyette bulunduğu ilgili tüm kurumlardan araştırılmamış, zabıta araştırması yapılmamış, tutanak münzileri de dinlenmemiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, kaçak elektrik tutanağına konu taşınmazın tapu kaydı Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek, taşınmazın davacı adına kayıtlı olup olmadığının tespit edilmesi, tutanak düzenlenen taşınmazda davacının faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyette bulunuyor ise faaliyetin hangi tarihten itibaren başladığı, davacının destekleme alıp almadığı, desteklemeden yararlanıyorsa sözkonusu ödemeye esas çiftçi kayıt formu ve ilgi belgelerin İlçe Tarım Müdürlüğünden celbiyle; niza konusu kuyunun bulunduğu taşınmaz üzerinde zabıt mümzii tanıklar da refakate alınarak keşif icrası suretiyle, kaçak kullanma fiilinin kim tarafından işlendiğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.