14. Hukuk Dairesi 2014/10239 E. , 2015/1453 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.08.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davacının paydaşı olduğu 106 ada 84 parsel yararına, 31.01.2013 tarihli bilirkişi raporu ve ekli krokiye göre, davalı Hazineye ait 106 ada 191 parselin “E” harfli ve mavi renk ile, davalı ..."e ait 106 ada 97 parselin “D” harfli ve kahverengi renk ile, davalı ..."e ait 106 ada 98 parselin “C” harfli ve sarı renk ile, davalı ..."ya ait 106 ada 105 parselin “B” harfli ve yeşil renk ile, davalı ..."ya ait 106 ada 106 parselin “A” harfli ve kırmızı renk ile gösterilen kısımlarından geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine temsilcisi temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olayda, geçit tesis edilen ve hüküm sonucunda davalılardan ..."e ait olduğu belirtilen .... Köyü 106 ada 97 sayılı parselin Tapu Müdürlüğünün 11.02.2013 tarihli yazısı ile “davalı” olduğu bildirilmiştir. Tapu kaydında "davalı" şerhi bulunan bu taşınmazın malikinin henüz kim olduğu bilinmediğinden gerçek malikine husumet yönetilmeden bu taşınmaz üzerinden geçit kurulması mümkün değildir.
Hal böyle olunca, davacının taşınmazının genel yola bağlanabilmesi için, taraf yararları ve komşuluk hukuku ilkeleri ile fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi göz önüne alınarak; davacının parselinden itibaren bu parselin güney batı tarafındaki 106 ada 96 sayılı parselin batı sınırından geçerek ve daha sonra 31.01.2013 tarihli bilirkişi rapor eki krokide (C), (B) ve (A) ile gösterilen geçit yerine bağlantı kurulacak şekilde geçit kurulup kurulamayacağı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen husus gözetilmeden ayrıca davalı Hazine’ye ait 106 ada 191 sayılı parseli de bölecek şekilde geçit tesisi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.