Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3048
Karar No: 2016/1256

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/3048 Esas 2016/1256 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/3048 E.  ,  2016/1256 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar ... ve arkadaşları vekili, 12.07.2010 tarihli dilekçe ile; ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 1267, 1268 ve 1269 adaların orman tarafında kalan üzerinde gecekondu, bunlara ait depolar ve bahçenin bulunduğu alanı müvekkillerinin 20 yılı aşkın süreyle kullandıklarını, anılan yerlerin sarı alanda kaldığını, orman sayılmayan yerlerden olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında tescil dışı bırakıldığını belirterek müvekkilleri adlarına tescil edilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece; çekişmeli yerlerin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldıkları, ormanların zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; tapu iptali ve tescil ile TMK"nın 713. maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırı olduğu gibi eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Şöyle ki; son oturumda 6100 sayılı HMK"nın 184/2 ve 186. maddeleri uyarınca işlem yapılmadan davanın reddine karar verilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; hangi yargılama usûlü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem taşımaktadır. Yazılı Yargılama usûlünde de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp, açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemlidir.
    Bu ilkeler, 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 376 ve 377. Maddeleri ile karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 186. maddesinde yapılan düzenlemelerle hüküm altına alınmıştır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 184/2. maddesinde açıkça; mahkemenin tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini, taraflara tefhim edeceği, yine aynı kanunun 186. maddesi hükmü ile de; mahkemenin tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edeceği, taraflara çıkartılacak davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkeme de hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususunu bildireceği, mahkemenin sözlü yargılamada tarafların son sözlerini sorarak hükmünü vereceği düzenlenmiş olup, anılan düzenlemeler emredici niteliktedir.
    Somut olaya gelince, mahkemenin sözkonusu ilkeleri dikkate almadan, yargılama sonunda tahkikatın bittiğini taraflara tefhim etmeden ve son sözlerini sormadan sonuca gitmiş olması doğru değildir.
    Bundan ayrı kabule göre de mahkemece çekişmeli taşınmazların kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de hükme dayanak yapılan orman ve fen bilirkişi tarafından ortak düzenlenen raporda; (A ve B) harfleri ile işaretlenen taşınmazların kısmen imar yolunda kısmen de 1267 ada 3 parsel sayılı taşınmazın çapı içinde (C, D, E, F ve G) harfleri ile işaretlenen taşınmazların ise ... Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı belirtilmiş, ekli krokide (A ve B) harfleri ile işaretlenen taşınmazlar orman tahdidi dışında sarı alanda işaretlenmişlerdir. Böylelikle mahkemece dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile dava reddedilmiştir. Diğer taraftan temyize konu dava 12.07.2010 tarihinde ... taraf gösterilerek açılmış olup çekişmeli 1267 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ise 15.07.2013 tarihinde satış ve birleştirme yoluyla ... İnşaat A.Ş. adına tapuda kayıtlı halde anılan taşınmaza ilişkin tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilmemiş, temyize konu davanın açıldığı tarihten önce veya sonra tapuda kayıtlı olup olmadığı belirlenmemiştir. 2006 yılında imar uygulaması yoluyla oluştuğu anlaşılan 1267 ada 3 parsel sayılı taşınmazın, geldisinin veya geldilerinin ihdasen veya kadastro yoluyla oluşup oluşmadığı belirlenmiş, kadastro yoluyla oluşmuş ise temyize konu davanın 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılıp açılmadığı yönünde inceleme ve araştırma yapılmamıştır. 1267 ada 3 parselin dava tarihinden önce dava dışı gerçek veya tüzel kişiler adlarına tapuda kayıtlı olması halinde anılan taşınmaza ilişkin davanın pasif taraf sıfatı yokluğundan reddedilmesi gerekeceği, dava tarihinden sonra ... İnşaat A.Ş. adına tescil edilmiş ise anılan şirketin huzuruyla davanın görülmesi gerektiği de gözardı edilmiştir. Yine, yörede yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkarma işlemlerine ilişkin belgelerin tamamı getirtilmediği gibi hükme dayanak yapılan orman ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ekindeki hat uygulamasında orman tahdit sınır noktaları gösterilmediği için bu haliyle uzman bilirkişilerin orman tahdit haritası ve tutanaklarını nasıl uyguladığı ve taşınmazların kesinleşen orman tahdidinde ne gibi işleme tâbi tutuldukları net olarak anlaşılamamaktadır. Hâkimin bilirkişi raporlarını denetleme yükümlülüğü vardır. Ayrıca, çekişmeli taşınmazların bulunduğu alana ilişkin kadastro paftasının orijinalinden çekilmiş fotokopisi getirtilmemiş, taşınmazların genel arazi kadastro çalışmaları sırasında ne gibi işleme tabi tutuldukları, genel arazi kadastrosunun hangi tarihte yapılıp kesinleştiği belirlenmemiş, ... Devlet Ormanının tapuda kayıtlı olup olmadığı, imar uygulamasının hangi tarihte yapılıp kesinleştiği araştırılmamıştır.
    O halde, öncelikle çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman kadastrosu, aplikasyon ve orman rejimi dışına çıkarma işlemlerine ilişkin işe başlama, işi bitirme, çalışma, sonuçları ilân tutanakları, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerleri orman sınır noktalarıyla birlikte gösterir orman tahdit haritası ve orman rejimi dışına çıkarma haritalarının orijinalinden çekilmiş renkli fotokopi örnekleri, dava konusu taşınmazlar ile etrafını gösterir ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile TMK’nın 713. maddesine dayanılarak dava açıldığından dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, ortofoto haritaları bulundukları yerlerden getirtildikten, yörede imar uygulamasının hangi tarihte yapılıp kesinleştiği, taşınmazların imar uygulamasındaki konumları Belediye Başkanlığından, genel arazi kadastrosunun hangi tarihte yapılıp kesinleştiği, çekişmeli taşınmazların genel arazi kadastro çalışmaları sırasında ne gibi işleme tâbi tutuldukları, kadastro dışı bırakılmış iseler hangi sebeple tescil dışı bırakıldıkları Kadastro Müdürlüğünden sorulduktan ve ... Devlet Ormanının tapuda kayıtlı olup
    olmadığının, kayıtlı ise tapu kaydı ile çekişmeli 1267 ada 3 parselin tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittilerinin, kökü kadastro yoluyla oluşmuş ise kadastro tespit tutanakları tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve tapu fen memurundan oluşturulacak, bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumları genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek, taşınmazların konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, çekişmeli taşınmazlar tahdit içinde kalmıyor ise o takdirde, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, ayrıca hava fotoğrafı stereoskop aleti ile inceletilip çekişmeli taşınmazların üzerinde neler gözüktüğünü belirtir şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, davacı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar ve ihya ile zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez fen, orman ve ziraat bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak 1990"lı yıllara ait 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları, topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmazlar üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazların çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmazlar fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra ... yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 10. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden Kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilmeli, 6100 sayılı HMK"nın 184/2. maddesi hükmü gereğince tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra aynı kanunun 186. maddesi gereğince taraflara son söz hakkı verilmesi, ondan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/02/2016 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi