17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/24513 Karar No: 2017/738 Karar Tarihi: 30.01.2017
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/24513 Esas 2017/738 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/24513 E. , 2017/738 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ...’in amme alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla ... M. ... ... adresinde 16 pafta, ... parsel numaralı gayrimenkulu oğlu ..."e 13/12/2006 tarihinde sattığını belirterek tasarrufun iptali ile eski hale iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin borcu olduğunu, mal kaçırma kastı bulunmadığını, taşınmazın davalı boçlunun muris babasına ait olduğunu, davalı ..."nın içkiye olan düşkünlüğü nedeniyle murisi tarafından bu taşınmazın torununa vasiyet edildiğini bu nedenle tüm kardeşlerin vasiyet gereği hisselerini davalı ..."nın oğlu Muhammet"e sattıklarını, Maliyeye borcu olduğunu daha sonra öğrendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; tanık beyanları, tapu kaydı ve devir sözleşmesinden, tüm mirasçıların evdeki hisselerini davalı ..."e devrettiği, bu halde davalı ..."nın taşınmazdaki hissesini mal kaçırmak amacıyla değil babasının vasiyetini yerine getirmek amacıyla yaptığının sabit olduğu, 6183 sayılı Yasanın 26 ve 27. maddelerine göre de borcun ödenmesi için ilk tebligatın 14/10/2009 tarihinde yapıldığı, tebligata göre ödeme zamanı 14/11/2009 olduğundan ödeme zamanından önce iki yıl içerisinde yapılan tasarrufların iptali istenebileceğinden, devrin ise 13/12/2006 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında zamanaşımı nedeniyle de tasarrufun iptali istenemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalı ..."nın taşınmazdaki hisse devrini diğer kardeşleri ile birlikte babasının vasiyetini yerine getirmek amacıyla yaptığı, 6183 sayılı Yasanın 26 ve 27. maddelerine göre borcun ödenmesi için ilk tebligatın 14/10/2009 da yapıldığı, ödeme zamanının 14/11/2009 olduğu ve ödeme zamanından önce iki yıl içerisinde yapılan tasarrufların iptali istenebileceğinden, devrin 13/12/2006 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında yine zamanaşımı nedeniyle de tasarrufun iptali istenemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme ile varılan sonuç hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Somut olayda, davacı idarenin alacağının kaynağının 2000, 2001, 2002, 2003 ve 2004 dönemlerine ait kesinleşmiş vergi borcu olduğu Gelir İdaresi Başkanlığı"nın 19 Ekim 2012 tarihli yazısı ile bildirilmiş olup, davalı borçlu ..."nın taşınmazdaki hissesini oğluna 14.02.2006 tarihinde devrettiği gözetildiğinde tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığı ve tasarruftan itibaren 5 yıllık süre içerisinde dava açıldığı anlaşılmakla, davalı alacaklı İdareden konuya ilişkin ödeme emirleri, tebligat zarfları ve ilgili tüm belgeler istenilmek suretiyle ve 6183 sayılı Yasanın 27. maddesinde düzenlenen ivazsız tasarrufların hükümsüzlüğü, 28. maddesindeki bağışlama niteliğindeki tasarruflar ve 30. maddede hükümsüz sayılan diğer tasarruflar yönünden mahkemece araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 30.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.