Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14560
Karar No: 2016/1254

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/14560 Esas 2016/1254 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/14560 E.  ,  2016/1254 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar ... ve arkadaşları; 10.04.2012 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri ... köyünde bulunan üçer parça tesbit dışı taşınmaz ile 263, 264 ve 268 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünü imar ve ihya ettiklerini, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu belirterek adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece; fen bilirkişinin 20.04.2013 tarihli krokili raporda 1, 3 ve 6 rakamları ile işaretlenen taşınmazlar yönünden TMK"nın 713. maddesinde aranan koşulların davacılar yararına oluştuğu, 263 parselin 4 rakamı ile işaretlenen bölümü ile 268 parselin 5 rakamı ile işaretlenen kesimi yönünden 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde düzenlenen koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle anılan yerlerin davacılar adlarına tapuya tesciline, aynı tarihli raporda 2 rakamı ile işaretlenen taşınmazın dava dışı kişiler adlarına tapuda kayıtlı 264 parsel içinde kaldığından bu yere ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, TMK"nın 713. maddesi uyarınca açılan tapusuz taşınmazın tescili, tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 05.07.1971 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, daha sonra 12.05.1992 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması, 1963 yılında yapılıp 03.03.1967 - 01.04.1967 tarih aralığında ilân edilip kesinleşen genel arazi kadastrosu vardır. Arazi kadastrosunun kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırı olduğu gibi eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; dosya kapsamından çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede genel arazi kadastrosunun 1963 yılında yapılıp 03.03.1967 - 01.04.1967 tarih aralığında ilân edilerek 02.04.1967 tarihinde kesinleştiği, fen bilirkişi tarafından düzenlenen 20.04.2013 tarihli rapor ve krokide 1, 3 ve 6 rakamı ile işaretlenen yerlerin taşlık ve çalılık belirtmesi ile tescil dışı bırakıldıkları, 263 ve 268 parsel sayılı taşınmazların 1963 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında kişiler adlarına tesbit ve tescil edildikleri, 05.06.1971 ve 25.12.1972 tarihlerinde yapılan kamulaştırma yoluyla ...ye geçtikleri, 2013 yılında ise yenileme yoluyla 263 sayılı parselin; 7.576,29 m² yüzölçümlü olarak tarla niteliği ile 187 ada 19 parsel numarasıyla ... adına, 268 sayılı parselin; 13.051 m² yüzölçümlü olarak tarla niteliği ile 187 ada 18 parsel numarasıyla ... adına tescil edildikleri, temyize konu davanın ise 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hakdüşürücü süre dolduktan çok sonra 10.04.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, 263 (187 ada 19), 264 (187 ada 18) parsel sayılı taşınmazlar genel arazi kadastrosu yoluyla tesbit ve tescil edildiklerine, kadastro tespiti 02.04.1967 tarihinde kesinleştiğine, eldeki davada 10.04.2012 tarihinde açıldığına göre anılan parsellere yönelik davanın 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmadığından reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Kabule göre de, 263 ve 268 parsel sayılı taşınmazlar yenilenmeye tâbi tutularak kayıtları kapatıldığı halde, yenileme parsel numaraları yerine infazda tereddüt oluşturacak şekilde eski 263 ve 264 parseller hakkında davacılar adlarına tescil yönünde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
    Diğer taraftan davacı, fen bilirkişi tarafından düzenlenen 20.04.2013 tarihli rapor ve krokide 1, 3 ve 6 rakamları ile işaretlenen tescil dışı taşınmazlar yönünden 4721 sayılı Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca tescil davası açtığı halde mahkemece anılan kanunun 713/4 fıkrası uyarınca gerekli ilânlar yapılmadan davanın esası hakkında karar verilmiştir.
    4721 sayılı Medenî Kanunun 713/4. maddesinde; “Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur.” hükmüne yer verilmiştir.
    Mahkemece Kanunun bu açık hükmü gözardı edilerek davanın konusu ilân edilmemiştir. Ayrıca, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar tescil dışı taşınmazların davacılar ile babaları ... tarafından uzun yıllardır kullanıldığını belirtmişlerdir. ... 2000 yılında ölmüş olup davacıların, taşınmazları mirasbırakan ..."in eklemeli zilyetliğine istinaden kullandıkları anlaşıldığı halde davacılar ve eklemeli zilyet baba yönünden 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesi uyarınca aynı çalışma alanında belgesizden taşınmaz mal tesbit ve tescil edilip edilmediği yönünde gerekli araştırma yapılmadan karar verilmiştir.
    O halde, 263 ve 268 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmeli, fen bilirkişi tarafından düzenlenen 20.04.2013 tarihli rapor ve krokide 1, 3 ve 6 rakamları ile işaretlenen tescil dışı taşınmazlar yönünden ise, davanın konusu 4721 sayılı Medenî Kanunun 713/4. maddesi uyarınca gazeteyle bir defa, taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân edilmeli, adlarına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile eklemeli zilyet yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarih ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümlerine göre yapılması, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 09.02.2016 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi