....

Taraflar arasındaki manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 06/03/2014 gün ve 2013/6558-2014/3772 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine 27/10/2014 gününde oyçokluğuyla birliğiyle karar verildi.
(M)





........

KARŞI OY YAZISI

Dava kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat davasıdır.
Davalı milletvekili, davacı T.C. .... ile ilgili olarak "Sayın ..... senin kıçından haberin yok. Ülkeyi gizli örgütler yönetiyor." şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yerel mahkeme bu sözleri kişilik haklarına saldırı kabul ederek manevi tazminata karar vermiştir.
Dairemizin oyçokluğu ile BK"nun 58. maddesi gereğince tazminata karar verilmesi yerine, davalının kınanmasına karar verilmesi gerekir gerekçesi ile yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Davacı tarafın karar düzeltme talepleri de oy çoğunluğu ile ret edilmiştir.
BK"nun 58. maddesi gereğince kişilik haklarının zarar görmesi halinde Hakim tazminat ödenmesi yerine kınama kararı verebilir. Ancak, böyle bir düzenlemenin denetim dışı olmaması gerekir. Zira, aksi halde keyfiliğe yol açar. Tazminata veya kınamaya karar verirken eyleme ilişkin söz ve fiilleri, tarafların kişilikleri, toplum içindeki sıfat ve makamları, ağırlık ve şiddeti, yol açacağı sonuçlar v.s. göz önüne alınarak gerekçelendirmek suretiyle karar verilmesi gerekir.
Bu açıklamalara göre önümüzdeki davamız değerlendirildiğinde davalının davacı ile ilgili olarak sarf ettiği sözler, fevkalade ağır, nezaketsiz, argo, katlanılması mümkün olmayan küfür ve hakaret niteliğinde olması nedeniyle ne davalının sıfat ve bulunduğu makama yakışmamış, nede davacı makamı ve sıfatı itibariyle bu sözleri haketmemiştir.
Dolayısıyla mahkemenin kararında kabul ettiği gibi davalının bu sözleri nedeniyle tazminata karar verilmesi doğrudur. Dairemizin çoğunluğunun kınamaya karar verilmesi gerekir düşüncesinin yasal düzenlemenin amacına uygun olmadığı düşüncesindeyim. Karar düzeltme talebinin kabulü ile mahkeme kararının onanması gerekir. 27/10/2014