17. Hukuk Dairesi 2014/17154 E. , 2017/732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacılar murisine çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davalı sürücünün ağır kusurlu olduğunu, davacı eşin ölenin desteğinden yoksun kaldığını, her iki davacının manevi zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, davacı ... için 2.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile davacılar için 20.000,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, poliçe limitiyle ve sigortalılarının kusur oranıyla sınırlı olarak zarardan sorumlu olduklarını, davacıların zararı ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Beton İnş. San. Tic. A.Ş. ve ... vekili, davalı sürücünün kazada kusuru olmadığını, davacılar murisinin kırmızı ışıkta kontrolsüz biçimde yola girmesiyle oluşan kazada, davacılar murisinin tek kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı sürücü hakkındaki ceza davasında, davalının kusuru bulunmadığından beraatine karar verildiği, davacılar murisinin kazada tek kusurlu taraf olduğu, davalı sürücünün kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. md.) gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir.
Somut olaya bakıldığında; ceza yargılamasında, makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda, davalı sürücünün tali kusurlu ve davacıların desteğinin asli kusurlu bulunduğu; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda ise, kırmızı ışıkta geçen tarafın kim olduğunu tespit edemedikleri belirtilerek, ışık ihlali yapan tarafı belirlemenin mahkemenin takdirinde olduğu ifade edilmek suretiyle, iki ihtimalli kusur tespiti yapıldığı; ceza mahkemesi tarafından, tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilemediği, olay tanığı ..."ın beyanı gereği, ölenin kırmızı ışıkta geçtiğini kabul etmek gerektiği, suçun kusur unsuru gerçekleşmediği gerekçesiyle sanığın (davalı sürücünün) beraatine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği görülmektedir. Ceza mahkemesi tarafından, davaya konu kazada ışık ihlali yapan tarafın, yani maddi olgunun tespitinin tam olarak yapılamadığı, sadece tanıklardan birinin beyanına göre, sanığın (davalı sürücünün) ışık ihlali yapan taraf olmadığını kabul etmek suretiyle sanığın kusursuz olduğu kabul edilerek beraat kararı verildiğine göre; kusur temelinde verilen ceza mahkemesi kararının, hukuk hakimini bağlamayacağı açıktır.
Davacı vekili, dava sırasındaki tüm iddia ve beyanlarında, kaza tespit tutanağında ve olay yeri tutanağında çarpma noktasına ilişkin krokinin yanlış çizildiğini, olay mahallindeki trafik ışıklarının bulunduğu yer işaretlemelerinin doğru yapılmadığını belirtmiş; bildirdikleri tanıkların olay mahallinde keşif yapılarak dinlenilmesi suretiyle kusur durumunun belirlenmesini talep etmiştir. Mahkeme ise, tarafların tanıklarını duruşmada dinleyip keşif yapmaksızın, sadece ceza davasının sonucuna göre kusur belirlemesi yapmıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, yukarıda ifade olunan nedenlerle, ceza mahkemesinin kusura ilişkin kararı ile bağlı olunmadığı, davacı tarafın kaza tespit tutanağı ve olay yeri tutanağındaki çarpma noktasına itiraz ettikleri, kazaya ilişkin tanıklarını olay mahallinde dinletme talebinde bulundukları, kaza tespit tutanağının, aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belge oluşu ve aksinin ispatlanmasının her zaman mümkün olduğu da gözetilmek kaydıyla; mahallinde, konusunda uzman bilirkişi heyetiyle keşif yapılması, taraf tanıklarının ve kaza tespit tutanağı ile olay yeri tutanağı mümzilerinin keşif mahallinde dinlenilmesi suretiyle, tüm dosya kapsamına göre, kazadaki tarafların kusur oranlarının belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA;
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 30.1.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.