18. Ceza Dairesi 2017/1205 E. , 2017/3439 K.
"İçtihat Metni"KARAR
İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda sanığın mahkumiyetine dair, Ümraniye 2.Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.03.2008 tarih ve 2007/857 esas, 2008/425 karar sayılı kararın sanık tarafından temyizi üzerine,
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 26.04.2012 tarih ve 2010/10886 esas, 2012/10025 sayılı kararıyla;
“Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5271 sayılı C.Y.Y."nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. Anılan maddenin 6/c fıkrasında belirtilen zarar kavramından, Y.C.G.K."nun 3.2.2009 gün ve 2008/250-2009/13 sayılı kararında belirtildiği üzere, yalnızca basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların anlaşılması gerekmektedir. Anılan zarar, ölçülebilir, belirlenebilir (somut) maddi zarara ilişkin olup manevi nitelikte zararı kapsamamaktadır.
Y.C.G.K."nun yukarıda belirtilen kararına göre yalnızca ruhsatsız bina yapılmış olmasının kamu zararı olarak kabul edilmesi olanaksızdır. Bu eylem nedeniyle kamunun uğradığı somut maddi bir zararın da bulunması gerekir. Dosya içerisindeki belgeler incelendiğinde bu nitelikte bir zararın varlığı ileri sürülmediği gibi mahkemece kararın gerekçesine yansıtılmış bir maddi zarar da yoktur.
Öte yandan T.C.Y."nın 184/5. maddesinde yer alan etkin pişmanlık ve C.Y.Y."nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulama olanağının, birbirinden bağımsız olarak ele alınıp C.Y.Y."nın 231. maddesinin 7. fıkrası hükmü uyarınca seçenek yaptırıma ilişkin uygulamadan önce değerlendirilmesi gerekmektedir. Biri diğerinin ön koşulu sayılamayacağı gibi uygulanmasına engel de oluşturmamaktadır.
Mahkemece, sanığın yaptığı binayı yıkmadığı ve hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık ... "nın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesinden başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, " oy birliğiyle karar verilmiştir.
I- YEREL MAHKEMENİN DİRENME KARARININ KAPSAMI
İstanbul Anadolu 39. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2015 tarih ve 2013/1455 esas, 2015/346 sayılı kararında;
İddia, sanığın savunması, Yargıtay bozma ilamı ve ekleri, sanığın nüfus ve adli sicil kaydı ile tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde; sanığın suç tarihinde daha önce yapmış olduğu iki katlı binanın üçüncü bir katını tuğla örmeye başlayarak yapmaya başladığı ve yeni kullanım alanı oluşturduğu, yaptığı bu yapının imara aykırı olduğu ve ruhsatının bulunmadığı, yargılamanın bitimine kadar sanığın imara ve ruhsata aykırı durumu eski hale getirmediği, gerekli ruhsat alma işleminin sağlanamadığı, sanığın eyleminin sabit olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun İstikrar kazanmış ve mahkememizce de benimsenmiş görüşüne göre TCK nun 184/5 maddesinin daha lehe düzenlemeler içermesi ve imara aykırılığın giderilmesi halinde davanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılacağına dair hüküm bulunması karşısında CMK nun 231. Maddesinin uygulanamayacağı anlaşılmış olduğundan mahkememizin hükmünde direnilmesine ve sanığın mahkumiyetine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur." şeklindeki gerekçeyle, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 26.04.2012 tarih ve 2010/10886 esas, 2012/10025 sayılı kararına direnildiği görülmektedir.
II- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME
02.12.2016 tarihli 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307.maddesi uyarınca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından 14.12.2016 tarihli ve 2015/858 Esas, 2016/1878 Kararı ile dosya Dairemize gönderildiğinden, direnme kararı üzerine verilen hükmün Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 24/02/2015 tarih, 2014/4-567 esas, 2015/11 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere,
CMK"ın 231. maddesinin uygulanma şartları ile TCK"ın 184/5. maddesi karşılaştırıldığında, imar kirliliğine neden olma suçuna özgü olarak düzenlenen 184/5. maddesi ile fail açısından daha lehe sonuçlar öngörülmüştür. Nitekim fail hakkında hükmolunan ceza kesinleşse dahi, suça konu binanın imar planına veya ruhsatına uygun hale getirilmesi halinde bir süre şartı aranmaksızın ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacak, açılmış olan kamu davasının yine süre şartı aranmaksızın düşmesine karar verilecektir. CMK"ın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanması ise objektif şartların yerine getirilmesi ve mahkemece sanığın yeniden suç işlemeyeceğine ilişkin kanaate ulaşılması halinde mümkün olacak, açılmış olan kamu davasının düşmesine karar verilebilmesi için ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra sanığın beş yıllık denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlememesi gerekecektir.
Bu nedenle, imar kirliliğine neden olma suçunda ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirerek TCK"ın 184/5. maddesindeki özel düzenlemeden yararlanma imkânı bulunan fail hakkında CMK"ın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma imkânı bulunmamaktadır.
Buna göre, daha lehe hükümleri kapsadığı konusunda tereddüt bulunmayan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmüne göre özel bir düzenleme olan 5237 sayılı TCK"nun 184/5. maddesinin gereğini yerine getirmeyen sanık hakkında 5271 sayılı CMK"ın 231. maddesinde düzenlenmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin ayrıca bir değerlendirme yapılması gerekmediğinin kabulü zorunludur.
İmar kirliliğine neden olma suçunu işleyen sanık, ruhsatsız olarak yaptığı binayı eski haline getirerek 5237 sayılı TCK"ın 184/5. maddesindeki özel düzenlemeden yararlanma imkanı bulunduğu halde bunu yapmayarak anılan maddedeki özel düzenlemeden yararlanmamış olup, bu durumda 5271 sayılı CMK"ın 231. maddesinde düzenlenmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarını yerine getirip getirmediğinin ayrıca değerlendirilmesine gerek bulunmamaktadır.
Bu itibarla, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünü uygulamamak suretiyle sonucu itibariyle isabetli olan Yerel Mahkemenin direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
III- KARAR
Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen imar kirliliğine neden olma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı
Anlaşıldığından, sanık ..."nın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 28.03.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.