(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2020/624 E. , 2020/2671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekilinin dilekçesinde özetle; davalı Hazineye ait 1382 parsel sayılı taşınmazın 5361.11 m²"lik kısmının davacı tarafından nizasız fasılasız 30 senedir kullanıldığı belirtilerek, bu kısmın tapusunun iptali ile davacı adına tescili istenilmiştir.
Mahkemece; davacının fiilen kullandığı yerin Hazineye ait ifrazla oluşan 1512 sayılı parsel içerisinde kaldığı, ancak kadastro paftasındaki tersim hatası neticesi başka bir şahsa ait taşınmaz içerisinde gibi göründüğü, ancak bu hususun eldeki davayı etkilemeyeceği, zira dava edilen yerin Hazineye ait olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, yapılan keşif ve bilirkişi raporlarına göre arazi meyilinin % 20-25 olduğu, gizli memleket haritasında çalılık alan olarak göründüğü, Orman Yönetiminin 11/12/2009 gün 6844 sayılı yazı ekindeki evraka göre de orman niteliğinde olduğu toprak muhafaza karakteri taşıdığı, Hazineye ait tapulu yerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği, kaldı ki; kök parsel 394 olup mahkeme kararı ile Hazine adına tescil edildiği, ifrazla 1382 ve ondan sonra 1512 sayılı parsel olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede; tapulama çalışmaları 1953 yılında yapılmıştır. Yörede orman kadastro çalışmaları yapılmamıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın ilk tespitin yapıldığı tarihten 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki, durumu incelenmemiştir. Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; her ne kadar dava konusu taşınmazın eğimi % 20-25 olup çalılık niteliğinde olsa da öncelikle mahkemece 1956 tarihli memleket haritasına dayanak ve tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları, bu hava fotoğraflarından yararlanılarak üretilen memleket haritaları ve varsa amenajman planı ve fotogrametri yöntemiyle kadastro çalışmalarına altlık olarak düzenlenen kadastro paftası ilgili yerlerden getirtilip, halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen elemanı marifetiyle mahallinde yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı,
öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişi yardımıyla taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, bu haritalar komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte aynı haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bilirkişilere hava fotoğrafları ve dayanağı haritaları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, raporlarında taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı ve kullanılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazlar üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği, ağaçların yaşları ve dağılımları ile ilgili açıklama yapmaları istenmeli ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/09/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.