Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5481
Karar No: 2019/5112
Karar Tarihi: 13.11.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/5481 Esas 2019/5112 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2017/5481 E.  ,  2019/5112 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Samsun BAM 3. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, Türkiye Halk Bankası A.Ş. ile dava dışı ... arasında 60.000,00 TL limitli kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile birlikte sözleşmeye taraf bankanın kredi borçlusu ... davacı ... kefil olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 584. maddesine göre kefalette eşin rızası olması gerektiğini, davacının kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladığını, davaya konu kredinin tarihi olan 14.04.2014 tarihinde davacının evli olup kefalet sözleşmesinde kanunen aranmış bulunan davacının eşinin yazılı rızasının alınmadığını, bu haliyle kefalet sözleşemesinin kefaletin şeklini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 583. ve 584. maddelerinde belirtilen şartlarda düzenlenmediğini belirterek davacının davalı T. Halk Bankası A.Ş"ye borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile takip bedelinin %20"sinden aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı tarafın ödenmeyen kredi borcu nedeniyle sorumlu olduğunu, kullanılan kredinin ticari kredi niteliğinde olup 6455 sayılı Yasa ile TBK"nın 584/1 maddesinde yapılan değişiklik uyarınca kefalet için eş rızasına gerek bulunmadığını, davacının Terme Esnaf ve Sanatkarlar Odasına 007414 oda sicil numarasıyla kayıtlı esnaf olduğunu, davacının kefaletinin kabul edilmesinin nedeninin esnaf oluşu ve yürüttüğü mesleki faaliyet olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacı ... dava dışı asıl borçlunun kredi sözleşmesi tarihinde esnaf oldukları ve davacının sözleşme tarihinde evli olduğu, TBK"nun 583"ncü maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın gösterilmesi ve kefalet tarihinin belirtilmesi, ayrıca kefilin, sorumlu olacağı azami miktarı, kefalet tarihini, müteselsil kefillik durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelecek herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesine kendi el yazısı ile yazmış olmasının gerektiği, eşin rızası başlıklı 584. maddenin 3. fıkrasının "....mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler .. için eşin rızası aranmaz" hükmünü içerdiği, işbu yasal düzenlemeler çerçevesinde dosyadaki kefalet beyanı incelendiğinde kefaletin usulüne uygun ve geçerli yine kefalet tarihi itibariyle asıl borçlu ve davacı kefil esnaf siciline kayıtlı esnaf olduğundan kefaletin geçerli olması için davacının eşinin rızasına gerek olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacının sicile kayıtlı esnaf olduğu ve esnaf olan asıl borçlunun davalı bankadan çektiği krediye kefil olduğu, bu tür kefaletlerde TBK’nun 584/3 maddesi gereğince eşin rızasının aranmayacağı, bu nedenle kefalet sözleşmesinin bu açıdan geçerli olduğu, davacının kefil olduğuna dair ibare içeren kısımda davacının 60.000,00 TL"ye kadar kefalet sınırını belirlediği, bunun yazılı olduğu, ancak Türk Borçlar Kanunu"nun 583. maddesi gereğince kefalet sözleşmesinde kefalet tarihinin belirtilmesi gerektiği ve kefalet tarihinin kefil tarafından el yazısı ile açıkça yazılması gerektiği, bunun kanunda yer alan emredici bir düzenleme olduğu, mahkemelerce resen göz önüne alınması gerektiği, kredi sözleşmesi içerisinde yer alan davacının imzalı beyanını içeren kısımda kefalet tarihinin açıkça el yazısı ile belirtilmediği, bu nedenle de davacının kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı, geçersiz kefalet sözleşmesine dayanılarak davalı banka tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine dair verilen kararın yerinde olmadığı anlaşıldığından mahkeme kararının kaldırılması gerektiği, ayrıca davacı taraf her nekadar kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de, davalının alacaklı olup olmadığının ancak kredi sözleşmesi ve kefalet beyanının mahkemece yorumlanması sonucunda ortaya çıkabileceği, davacının takibe geçmekte kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği, bu nedenle kötü niyet tazminat talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden taraflardan alınmasına, 13/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi