12. Ceza Dairesi 2016/11730 E. , 2018/8401 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62, 50/4, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkûmiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 03/11/2016 tarihli tebliğnamenin (4) numaralı görüşünde, sanıklar hakkında CMK"nın 231. maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakıldığından bahisle hükmün bozulması gerektiği belirtilmiş ise de; CMK"nın 231/5 ve 231/6-a maddelerinde hüküm altına alındığı üzere, sanıklar hakkında hükmedilen ceza miktarı ve sanık ..."ın sabıka kaydının bulunması sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, tebliğnamenin (4) numaralı bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.10.2009 tarihli ve 2009/1-85/242, 08.06.2010 tarihli ve 2010/1-35/140 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda, sanıklar arasında menfaat çatışması oluştuğunun kabulü gerektiğinden, aynı suçtan yargılanan ve kusurlu olduğu iddia olunan sanıklar arasında menfaat çatışması bulunduğu nazara alınarak sanıkların ayrı müdafiiler tarafından savunulması gerektiği gözetilmeksizin, aynı avukatın her iki sanık müdafii olarak duruşmaya katılması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 152 ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 38. maddelerine aykırı davranılması,
2) Dosya kapsamına göre sanık ..."nun, ... Ahşap Ürünleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin yönetim kurulu üyesi olduğunun anlaşıldığı ancak temsile yetkili olup olmadığının belirlenmediği anlaşılmakla, ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden bu hususun sorularak, suç tarihi itibariyle şirketi temsile yetkili kişinin belirlenmesi ile buna ilişkin bilgi ve belgelerin dosyaya eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Dosyada mevcut 28/05/2014 tarihli ve 05/01/2015 tarihli bilirkişi raporlarında sanıkların kusur durumlarına ilişkin olarak çelişkiler bulunduğu ve bu raporların düzenlenmesinden sonra sanıklar müdafiileri tarafından dosyaya, önceki bilirkişi raporlarında bulunmadığı belirtilen " risk değerlendirme formu" ve "tehlike ve risk değerlendirme raporları" belgelerinin eklendiği, ayrıca düzenlenen raporlarda kazada kullanılan forkflitin teknik özellikleri hakkında yeterli bilgi bulunmadığı, yapılan iş kapsamında kullanılmasının uygun olup olmadığı, fiziki ve teknik donanımının yeterli olup olmadığı ve özellikle forkfilitin kaldırma yüksekliği hakkında bir tespitin de bulunmadığı anlaşılmakla, bu hususlarda gerekli bilgi ve belgelerin toplanarak sanıkların kusur durumlarına ilişkin olarak yeni bir uzman bilirkişi heyeti aracılığıyla inceleme yaptırılıp raporlar arasındaki çelişki giderildikten sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
4)Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde, tayin olunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında, uygulama maddesinin "TCK"nın 50/4-1-a maddesi" olarak gösterilmesi yerine hatalı şekilde "TCK"nın 50/4. maddesi" olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.