11. Hukuk Dairesi 2015/3522 E. , 2016/1567 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/12/2014 tarih ve 2014/481-2014/529 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 16/02/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalı ....A.Ş. vekili Av. ..., davalı ...Ş. vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ...ye ait olan ve diğer davalı tarafından da sorumluluk sigortası ile sigortalanan binada çıkan yangın sonucunda, müvekkili tarafından yangın sigorta poliçesiyle sigorta örtüsü altına alınan iş yerinde hasar meydana geldiğini hasar bedelinin müvekkili tarafından sigorta ettirene ödendiğini, zararı meydana getiren yangının, söz konusu binadaki imalat ve bakım hatasından kaynaklandığını, dolayısıyla oluşan zarardan davalıların sorumlu bulunduklarını ileri sürerek, 4.775.000 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, yangının binada kiracı olarak bulunan dava dışı şirkete ait iş yerinden kaynaklandığını, bu olay ile ilgili yürütülen ceza soruşturmasının sonucunun beklenilmesinin gerektiğini, müvekkilinin maliki olduğu binada yangına karşı her türlü önlemin alındığını, istenilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... şirketi vekili, davaya konu yangının, dava dışı şirketlerin faaliyette bulundukları bağımsız bölümlerden çıktığını, yangın sebebinin tespit edilemediğini, yangının, binanın yapımından veya bakımından kaynaklanmadığını savunarak, davanın reddine istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, işbu davanın bina maliki ile birlikte onun mali mesuliyet sigortacısına karşı açıldığı ve TTK"nın 4. maddesi uyarınca ticari dava olduğu, dolayısıyla davalı tarafın görev itirazının yerinde bulunmadığı, yangının meydana geldiği yapının, tapuda bahçeli, kargir fabrika niteliğinde kayıtlı bulunduğu, davalı yapı maliki tarafından 53 bağımsız bölüm oluşturularak davacının sigorta ettireni de dahil
dava dışı şirket ve kişilere kiralandığı, eski olan yapının bağımsız bölümlerini ayıran duvarların alçıpandan yapıldığı, bu duvarların çatıya kadar yükseltilmediği, depo olarak kullanılan bağımsız bölümlerde kolay yanabilen tekstil ve benzeri ürünlerin depolandığı, bir bağımsız bölümün de çakmak deposu olarak kullandırıldığı, tüm bu nedenlerle nereden ve hangi sebeple çıktığı belirlenemeyen yangının kısa sürede yayılmasında etkili olduğu, davacı tarafından yangın sigortası ile sigortalanan iş yerinde toplam 4.775.000 TL zarar meydana geldiği, davacının bu miktarı sigorta ettirenine ödediği, davalı ...nin TBK"nın 69. maddesi (eBK m.58) uyarınca meydana gelen zarardan sorumlu bulunduğu, her ne kadar binada kiracı olarak bulunan bir kısım şirketlerin de yangının çıkmasında kusurları bulunmakta ise de zarara birlikte neden olanların müteselsilen sorumlu oldukları ve zarar görenin sorumlu olanlardan herhangi birine müracaat edebileceği, davacı sigortalısının ise yangının meydana gelmesinde ve büyümesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, meydana gelen zararın aynı zamanda davalı ... şirketi tarafından düzenlenen sorumluluk sigortasının kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 4.775.000 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davalı ... şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, yangın sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafından yangın sigorta poliçesi ile sigortalanan iş yerinde, davalıların maliki ve sorumluluk sigortacısı oldukları binada çıkan yangın sonucu hasar meydana geldiği uyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlık yangının hangi nedenle çıktığı ve oluşan zarardan davalıların sorumlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK"nın 58. maddesi uyarınca bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı sorumludur. Bu sorumluluk, kusur esasına dayanmayan objektif sorumluluk niteliğinde olup, bina veya imal olunan şeydeki bozukluğun veya eksikliğin malikten kaynaklanmasına gerek yoktur. Başka bir anlatımla, malike kusur isnadı gerekli değildir. Ancak, böyle bir davada öncelikle zarar gören davacının, zarar gördüğünü ve bu zararının bina veya yapı eserinin yapılışındaki bozukluk veya bakımındaki eksiklikten kaynaklandığını ispat etmesi zorunludur. İspat yükünü yerine getirdiği takdirde kural olarak bina veya imal olunan şeyin malikinin sorumluluğu söz konusu olacaktır. Malik, mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiğini kanıtlar ise sorumluluktan kurtulabilecektir.
Dava konusu olayda davalılarca, meydana gelen yangının binadaki kiracılardan kaynaklandığı ve bu durumun kendi sorumluluklarını ortadan kaldırıldığı savunulmuş, dosyada mevcut bilirkişi raporuna da aynı nedenle itiraz edilmiştir. Mahkemece, davalıların söz konusu savunmaları üzerinde durulup yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde bir değerlendirme yapılmadığı gibi bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlar da karşılanmamıştır. Öte yandan, dava konusu olayla ilgili yürütülmekte olan bir ceza davası da bulunmakta olup bilindiği üzere 818 sayılı BK"nın 53. maddesi uyarınca, ceza hakimince tespit edilecek maddi olgular, hukuk hakimini de bağlamaktadır. Bu itibarla mahkemece, dava konusu olay ile ilgili olarak yürütülmekte olan ceza davasının akıbetinin araştırılması, gerekirse aynı olaya dayalı olarak görülen diğer tazminat davalarındaki raporların değerlendirilmesi ve davalılar tarafından dava konusu yangının çıkış sebebine yönelik olarak bilirkişi raporuna yapılan itirazların da karşılanması suretiyle yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde bir sonuca varılması gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
2-Kabule göre de davalı ... şirketince, dava konusu olay nedeniyle bir çok kişinin zarar görüp tazminat talebinde bulunduğu, talep edilen tazminat toplamının poliçe limitini aştığı, bu nedenle garameten paylaştırma yapılması gerektiği savunulmuş olup mahkemece, bu savunma üzerinde de durulmamıştır. Oysa garemeten ödeme ilkesi, bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını öngörmektedir. Zarar görenlerin birden fazla olması halinde, bunlar arasında eşitlik esasını dikkate alan bu ilkenin, zarar sigortası olan ihtiyari mali mesuliyet sigortalarında da dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemece, davalı ... şirketinin anılan savunması üzerinde durularak dava konusu olayda garameten paylaştırma koşullarının bulunup bulunmadığının saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması da doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de davalı ... şirketi yararına bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekillerinin hüküm altına alınan tazminat miktarına yönelik sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 16/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.