23. Hukuk Dairesi 2014/2676 E. , 2014/6018 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/10/2013
NUMARASI : 2010/390-2013/461
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak ve sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalılar vekili Av. M. T.. K.. ile asıl ve birleşen davada davacı Av. G.. A.." nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl ve birleşen davda davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici arasında düzenlenen 27.04.1994 günlü asıl, 04.08.1998 günlü ve 01.08.2004 günlü ek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri uyarınca müvekkiline isabet eden dairelerin belirlenen sürede teslim edilmediğini, eksik ve kusurlu imalat bulunduğunu, yapı kullanım izin belgesinin alınmadığını ileri sürerek, asıl davada gecikme tazminatı ile eksik ve kusurlu imalat karşılığı şimdilik 230.000,00 TL"nin faiziyle birlikte tahsili ile iskana bırakılan 8 daireden tazminata yetecek kadarının davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile inşaatın müvekkiline teslimine karar verilerek muarazanın giderilmesini istemiştir. Davacı vekili, ıslah ile, sözleşmenin feshine, iskana bırakılan 8 dairenin değerinin gecikme tazminatı ile eksik ve kusurlu iş bedelinden az olduğundan anılan dairelerin davacıya aidiyetinin tespiti ile daire değerini aşan 1.434.159,66 TL" nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, yapı kullanım izin belgesinin alınmamasının arsa sahibinin edimlerini zamanında yerine getirmemesinden kaynaklandığını, eksik ve kusurlu olduğu iddia edilen bir kısım imalatın sonradan arsa sahibince yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında asıl ve ek sözleşme uyarınca arsa sahibine verilmesi gereken 60 dairenin 01.02.2006 tarihinde teslimi gerekirken teslim edilmediği, ortak alanlar ile davacıya ait bağımsız bölümlerde 373.050,00 TL eksik ve kusurlu iş bulunduğu, yapı ruhsatlarının
yenilenmesi giderleriyle birlikte bu miktarın toplam 389.670,00 TL olduğu, ayrıca 4 yıl 7 ay 17 gün gecikme nedeniyle davacının 1.950.390,00 TL gecikme tazminatı alacağı bulunduğu, iskana bırakılan 8 dairenin değerinin değeri olan 950.000,00 TL"nin mahsubu gerektiği, ancak arsa sahibince yapılması gereken bir kısım imalatın yapılmaması nedeniyle yüklenicinin edimini yerine getirmesi halinde dahi yapı kullanım izin belgesinin alınmayacağından tarafların müterafik kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ıslah edilmiş şekli ile kısmen kabulüne, sözleşmenin ileriye yönelik olarak feshine, 389.670,00 TL eksik ve kusurlu imalat bedeli ile hakkaniyet indirimi sonrası kalan 975.195,00 TL gecikme tazminatı olmak üzere toplam 1.364.865,00 TL tazminattan 8 daire bedeli olan 950.000,00 TL."nin mahsubu ile bakiye 414.865,00 TL."nin mirası reddetmeyen mirasçı H.. T.."dan dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline, yapı kullanım izin belgesine bağlanan 6128 ada 2 parsel C blok 3, 4, 5, 7, 9, 10 ve 6165 ada 5 parsel B Blok 15-16 no"lu bağımsız bölümlerin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-6100 sayılı HMK"nın 297/1-c maddesinde hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Aynı Kanun"un 298. maddesinde gerekçeli kararın kapsamı ve yazım şekli düzenlenmiştir. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir. M 6164 ada 4 parsel A Blok 6 ve 8 no"lu bağımsız bölümlerin davacıya aidiyetine karar verilmişken, gerekçeli kararda 6165 ada 5 parsel B Blok 15-16 no"lu bağımsız bölümlerin aidiyetine karar verilerek, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması yukarıda maddeleri yazılı usul hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden hükmün, bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl ve birleşen davada davalılar yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak asıl ve birleşen davada davalılara verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.