19. Hukuk Dairesi 2018/3008 E. , 2019/5111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının 53.688,16 TL tutarındaki borcunu ödememesi üzerine başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dosya kapsamındaki faturaların 2011 yılına ait olduğunu, bu dönem itibariyle davacı ve davalı şirket sahiplerinin aynı kişiler olduğunu, 2011 yılının ekim ayında şirket ortaklarının bir araya gelerek işlerini ve mallarını ayırdıklarını ve buna ilişkin protokol düzenlediklerini, taraflar arasında böyle bir borç olmamasına karşın davacının zarar verme kastı ile hareket ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı şirket arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu, davacı şirketin 2011 yılı ticari defterlerinde davalı adına düzenlenmiş 10 adet 90.188,00 TL KDV hariç faturanın bulunduğu, bu miktarın vergi dairesinden gönderilen BA formlarındaki miktar ile uyumlu olduğu, bu yönüyle davaya konu malların davalı şirkete teslim edilmiş olduğu hususunda davacı şirket lehine doğan karinenin aksinin davalı şirket tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Dairemizin 2016/7848 esas ve 2017/6523 karar sayılı ve 03/10/2017 tarihli kararı ile; "Dava açıldıktan sonra davacı tarafından 09/01/2015 tarihinde dava dosyasındaki alacağın tamamı ... Ltd. Şti."ne temlik edilmiştir. Mahkemece alacağın temlikinden dolayı davacının sıfatının son bulması nedeniyle yargılamaya temlik alan şirket nezdinde devam edilerek hükmün de temlik alan dava dışı şirket adına kurulması gerekirken davada taraf sıfatı kalmayan davacı hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. " gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ile davalı arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu, davacı şirketin 2011 yılı ticari defterlerinde davalı adına düzenlenmiş 10 adet 90.188,00 TL KDV hariç faturanın bulunduğu, bu miktarın davalının mükellefi olduğu vergi dairesinden gönderilen BA formlarındaki miktar ile uyumlu olduğu, bu itibarla davaya konu malların davalıya teslim edilmiş olduğuna dair davacı lehine karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra takibinin 41.369,64 TL üzerinden devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 12/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.