12. Ceza Dairesi 2020/1451 E. , 2021/2558 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hükme yönelik, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 21.02.2017 tarihli, 2017/264 Esas, 2017/248 Karar sayılı "istinaf başvurusunun esastan reddine" ilişkin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/84 Esas – 2013/159 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının silahlı terör örgütü adına suç işleme suçundan suçundan 22.10.2008 – 11.06.2009 tarihleri arasında 7 ay 20 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın 04.11.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı;
Davacının uzun süre tutuklu ve tutuksuz olarak yargılandığı gerekçesi ile 20.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece CMK’nın 144/1-b maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6. maddesinde "Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir," hükmünün makul sürede hakkaniyete uygun yargılama ilkesine yer verdiği, adil yargılanma hakkının kapsam ve amacı, davada taraf olanların, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle, uğrayacakları maddi ve manevi elem ve sıkıntılardan korunmaları ile adaletin etkin şekilde sağlanması ve hukuka olan inanç ve güvenin korunmasının olduğu,
Tutuklamanın ve yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle açılacak tazminat davalarında dayanak mahkeme kararının kesinleşmesi beklenmeyeceği gibi davacının beraat etmesi koşulunun da aranmayacağı dikkate alındığında; davacı ..."ın silahlı terör örgütü adına suç işlemekten 23/10/2008 tarihinde tutuklandığı, tutukluluk halinin farklı tarihlerde uzatıldığı, Adana (CMK"nın 250. maddesi ile yetkili) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/06/2009 tarih, 2008/188 Esas, 2009/94 Karar sayılı ilamı ile PKK silahlı terör örgütü adına suç işlemekten 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddesi yollamasıyla TCK"nın 314/2. madddesi gereğince sonuç olarak 6 yıl 3 Ay, PKK terör örgütünün propagandasını yapmaktan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi madddesi gereğince sonuç olarak 10 Ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verilerek hükümle birlikte 11/06/2009 tarihinde tahliye edildiği, buna göre davacı ..."ın 231 gün tutuklu kaldığı, temyiz edilen hükmün Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanlığının 11/03/2013 tarih, 2011/1663 Esas, 2013/3725 Karar sayılı ilamı ile; PKK silahlı terör örgütü adına suç işlemek suçu yönünden 6352 Sayılı Kanunun 85. maddesi ile TCK"nın 220/6. maddesinde yapılan değişikliğin, PKK terör örgütünün propagandasını yapmak suçu yönünden ise; 6352 sayılı Kanunun geçici 1-(b) maddesinin takdirinin gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği, Yargıtay bozma ilamına uyan Adana (CMK"nın 250. maddesi ile yetkili) 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/07/2013 tarih, 2013/84 Esas, 2013/159 Karar sayılı ilamı ile PKK silahlı terör örgütü adına suç işlemekten 6459 sayılı Kanunun 8 maddesi ile eklenen 3713 sayılı Kanunun 7/son maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığı, PKK terör örgütünün propagandasını yapmaktan ise: 6352 sayılı Kanunun geçici 1-(b) maddesi gereğince kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiği, 6352 sayılı Kanunun geçici 1-(b) maddesi gereğince verilen kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin kararın itiraz edilmeksizin 19/07/2013, ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın ise temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 04/11/2015 tarih, 2015/3498 Esas, 2015/3716 Karar sayılı ilamıyla onararak kesinleştiği, bu aşamalardan geçen dosyadaki yargılama süresindeki uzamanın kanunlarda sanıklar lehine yapılan düzenlemelerden kaynaklandığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin karar hatalı gerekçeyle verilmiş ise de; sonuç doğru olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.” gerekçeleri ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin davanın kabul edilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve Kanuna uygun bulunan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 21.02.2017 tarihli, 2017/264 Esas, 2017/248 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karara karşı yapılan temyiz isteminin isteme uygun olarak 5271 sayılı CMK"nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE; 5271 sayılı CMK"nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/1. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 15.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.