12. Ceza Dairesi 2018/3387 E. , 2018/8371 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : Özel hayatın gizliliğini ihlal, Kasten yaralama
Hüküm : 1-Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK"nın 134/2, 62, 53/1, 51/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/2, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Kasten yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılanlar vekili tarafından, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm ise, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde:
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL"ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanun"un 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanun"un Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; 15.09.2015 tarihinde doğrudan hükmedilen iki kez 2000 TL"den ibaret mahkumiyet hükümlerine yönelik katılanlar vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesine gelince:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sanığın suç işleme kastının olmadığına, katılanları vekilinin bir nedene dayanmayan sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Oluşa ve dosya kaspamına göre; sanığın hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer sanıklar ile katılanlar ...’u darp ettikleri sırada katılanları cep telefonu ile kaydedip daha sonra kendine ait facebook hesabından çekmiş olduğu görüntüleri yayınlaması şeklinde sübutu kabul edilen eylemleri nedeniyle soruşturma aşamasında 16 yaşında olan ve şikayet hakkı kendisinde bulunan katılan ...’in 03.08.2014 tarihli beyanında sanık hakkında şikayetçi olmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında sadece katılan ...’a yönelik eylemleri nedeniyle TCK’nın 134/1-son cümle ve 134/2 maddelerinde düzenlenen ve bir birinden bağımsız suç olan görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal ile görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarınından mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek, kaydetme ve ifşa eylemlerinin tek bir suç oluşturduğu kabul edilerek sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1- Hüküm fıkrasının (I) bölümünün 1. bendinde sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan hüküm kurulmasına rağmen konut dokunulmazlığını ihlal yazılması nedeniyle çelişkiye neden olunması,
2- Sanık hakkında TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.