14. Hukuk Dairesi 2014/9703 E. , 2015/1339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.02.2002 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 1160 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın üzerinde iki katlı evinin bulunduğunu, ana yola çıkmak için evinin önündeki kadastro yolunu kullandığını ancak yolun yer yer daraldığını, bu nedenle geçiş imkanının kalmadığını, eve herhangi bir eşya taşımasının, acil durumlarda ambulans girmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek mevcut yolun en az 3 metreye çıkarılması suretiyle geçit hakkı tesisine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 1160 parsel lehine teknik bilirkişi raporuna ekli krokide B harfi ile mavi renkle gösterilen 1151 no"lu parselden 47.79 m2, 1154 no"lu parselden 47,80 m2, 1155 no"lu parselden 56.15 m2 ve 1150 no"lu parselden 38.42 m2 alan üzerinde 2,5 metre genişliğinde geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Davacı 1160 parsel sayılı taşınmazın maliki nispi geçit talebinde bulunmuştur. Nispi geçit ihtiyacının karşılanması için kadastrol yolun her iki tarafının da somut olayda olduğu gibi araç geçişine imkan vermeyecek ölçüde dar olması gerekmektedir. Mahkemece 1160 parsel sayılı taşınmazın nispi geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğu tespit edildikten sonra, mevcut yola ihtiyaca cevap verecek oranda ilaveler yapılması sureti ile geçit hakkı kurulması gerekirken, 6100 sayılı HMK 26. maddesi hükmüne aykırı şekilde talep aşılarak davacı parselinin mutlak geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğu kabul edilerek geçit güzergahı tayini doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.