16. Hukuk Dairesi 2015/9295 E. , 2017/4536 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada ..., ...; 133 ada ..., ...; 147 ada ...; 151 ada ..., ...; 154 ada ...; 162 ada 37, 40, 53, 56, 175 parsel sayılı ....928.56; ....638....; ....305....; ....265.27; ....904.78; ....928.40; ....153.74; ....523.83; ....807.07; ....297.32; ....428....; ....737.05 ve ....593,45 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile çekişmeli taşınmazların ... ... ... mirasçıları olarak gösterilen kişiler adına, hükümde gösterilen paylarla tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davaya konu taşınmazların muris ... ... ... kaldığı ve terekesinin taksim edilmediği, mirasçılar arasında zamanaşımı işlemeyeceği gibi bir mirasçı tarafından sürdürülen zilyetliğin tereke adına sürdürüldüğünün kabul edilmesi gerektiği şeklindeki gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf muris ... ... ... terekesinin taksim edilmediği iddiasıyla dava açmıştır. Her ne kadar davalı vekili ........2010 tarihli celse beyanında çekişme konusu taşınmazların ... ... ... ile ilgisi olmadığını savunmuş ise de keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tutanak bilirkişi beyanlarından taşınmazın evveliyatında ortak muris ... ..."den intikal ettiğine ilişkin birbirleriyle uyumlu beyanlarından anlaşılmakta olup mahkemenin, çekişmeli taşınmazların kök muris .... ..."den geldiğine ilişkin kabulü yerindedir. Ancak, çekişmeli taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının incelenmesinde, tüm taşınmazların muris ... ... ... tarafından ........1978 tarihli satış senedi uyarınca davalının babası ... ..."e satıldığı ve ... .... tarafından ise1990 senesinde davalıya hibe edildiği belirtilmiş olup; mahkemece bu hususta inceleme ve araştırma yapılmamış, böyle bir satışın var olup olmadığına ilişkin beyan alınmamış ve tespitteki bu hukuki olgu sorulup saptanmamış; Mahkemece iddia ve savunmanın kıymetlendirilmesi yönünden taşınmazlar başında keşif yapılmış, taşınmazlar hakkında iki yerel bilirkişi ve üç tutanak bilirkişisi dinlenilmiş ise de ancak davalı tarafından ....09.2010 tarihli dilekçe ile ... ...., ..., ....ve .... .... tanık olarak bildirildiği ve keşifte dinlenilmeleri aynı dilekçe ile talep edildiği halde tanıklar davetiye ile keşif mahalline çağrılmamış ve dinlenilmemiştir. Böylesine yetersiz araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamaz. O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle davalı tarafın tanıkları davetiye ile çağrılmalı, bundan sonra yöreyi iyi bilen, el verdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişilerin tümü hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, tutanak içeriğinde yer aldığı şekilde muris tarafından davalının babası ... yapılan böyle bir satışın var olup olmadığı hususu (buna ilişkin ........1978 tarihli senette okunmak suretiyle) mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarına sorulmalı ve bu husus ile ilgili somut olgu ve olaylara dayanan ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çelişki doğması durumunda gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup temyiz itirazları açıklanan bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ....06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.