1. Hukuk Dairesi 2014/6720 E. , 2015/6327 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GEMLİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2013
NUMARASI : 2010/855-2013/1084
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vasisi vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. .."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve kısıtlı adına tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vasisi, Bursa Devlet Hastanesinin raporuna dayanılarak Gemlik Sulh Hukuk Mahkemesinin ilamı ile vesayet altına alınan annesi O.. A.."in maliki bulunduğu 294 ada 212 parsel sayılı taşınmazını davalıya satış aktiyle devrettiğini, temlik işleminin yapıldığı sırada hukuki işlem yapma ehliyetinin bulunmadığını,ayrıca bedel ödenmediğini ileri sürerek tapunun iptali ile kısıtlı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının hukuki ehliyete sahip olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulunun raporu ile davacının akit tarihinde hukuki ehliyete haiz olduğunun belirlendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kısıtlı O.. A.."in maliki bulunduğu 294 ada 212 parsel sayılı taşınmazını davalıya 25.03.2010 tarihli satış aktiyle devrettiği,yine 1447 parseldeki D blokta yer alan davacının maliki olduğu 2 nolu bağımsız bölümü eşit olarak davalının annesi Gülşen ve kardeşi Mehmet"e 31.03.2010 tarihinde satış suretiyle devretmesi üzerine davacı vasisi tarafından Gülşen ve Mehmet aleyhine aynı hukuksal nedene dayalı olarak Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/854 Esasına kayıtlı tapu iptal-tescil davasının aynı rapora dayanılarak reddedildiği ve anılan dava dosyasının temyiz aşamasında olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 2659 sayılı Adli Tıp Kanununun Adli Tıp Genel Kurulunun Görevleri başlıklı 15. maddesinin "f" fıkrası; "Adli Tıp Genel Kurulu, … Adli tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceler ve kesin karara bağlar." hükmünü amirdir.
./..
Bu düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere,; Adli Tıp Genel Kurulu çeşitli sağlık kuruluşları ile Adli Tıp İhtisas Daireleri raporları arasında çıkabilecek çelişkileri son merci olarak inceleyip kesin olarak karara bağlayacaktır.
Öte yandan, çelişkili raporlardan birisine itibar edilmesi diğer taraf bakımından tatmin edici olmadığı gibi, halkın adalete olan güveninin sarsılması yanında kamu vicdanının yaralanacağı da açıktır.
Somut olayda; Gemlik Sulh Hukuk Mahkemesinin 05.11.2010 tarih 2010/338-980 E.K. sayılı vesayet dosyasında alınan Bursa Devlet Hastanesinin 03.06.2010 tarihli heyet raporu ile davacı Oya"ya " himopanik semptomlar mevcut" teşhisi konulduğu, bu rapora dayanarak Oya"nın vesayet altına alınmasına karar verildiği ve oğlu K.. O.."ın vasi olarak atandığı ve bu dava için vasiye husumete izin verildiği, eldeki dosyada Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulunun 26.08.2012 tarihli raporu ile davacının akit tarihinde hukuki ehliyete haiz olduğunun belirlendiği ve mahkemece bu rapora itibar edilerek sonuca gidildiği,davacı vasisi vekilinin Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/854 Esasına kayıtlı dava dosyasının yapılan duruşmasında "Gemlik Sulh Hukuk Mahkemesinin vesayet dosyasında iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini bildirdiği" anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, öncelikle Bursa Devlet Hastanesi raporu ile eldeki dava dosyasında Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından verilen rapor arasında ortaya çıkan çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulu vasıtasıyla giderilip giderilmediğinin araştırılması,giderilmediği taktirde 03.06.2010 ve akdin yapıldığı 25.03.2010 tarihleri itibari ile davacının hukuki ehliyete haiz olup olmadığı yolunda 2659 sayılı Yasanın 15.maddesi uyarınca raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek biçimde Adli Tıp Genel Kurulundan yeniden rapor alınması, hukuki ehliyete haiz olduğunun belirlenmesi halinde iptal tescil isteminin reddedilmesi, aksi halde ilk el durumunda olan davalı Rabia"nın Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinden yararlanamayacağı gözetilerek iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacı vasisi vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.