Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin borca batık durumda bulunduklarını ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davacı şirketin borca batık durumda olduğunu kanıtlayamadığı ve iyiniyetli de olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, davacı şirketle birlikte şirket yetkilisi Hüseyin Keskin için de açılmıştır. Bu kişinin adının karar başlığında yer almaması ve iflasın ertelenmesi talebinde ancak sermaye şirketleri ile kooperatiflerin bulunabileceği hususunun gözden kaçırılarak bu kişi hakkında bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacıların sunduğu vekaletnamede iflas istenmesine ilişkin özel yetki bulunmamaktadır. Gerek Türk Borçlar Kanunu"nun 504 ve gerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 74. maddelerinde bu konuda özel yetki arandığından HMK"nun 77. maddesi gereğince işlem yapılmamış olması da hatalıdır. 3-İflasın ertelenmesi talebi, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 324. maddesi anlamında iflas bildirimini de içerir. Bu bildirim üzerine mahkemece borca batıklığın re"sen tespit edilmesi gerekir. Borca batıklık belli bir anda şirket varlıklarının rayiç (satış) değerlerinin, şirket borçlarını karşılayamaması anlamına gelir. Borca batık bir şirketin iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmaması halinde iflasına karar verilmesi, anılan maddede açıkça gösterilen bir sonuçtur. Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır (HMK.m.266). Varlıkların satış değerleri, varlığın niteliğine göre gerekirse yerinde keşif yapılması, borsası bulunan mallar için buradaki serbest piyasa verileri ve mahiyeti uygun düşen diğer yollarla belirlenmelidir. Somut olayda varlıkların rayiç değerleri usulüne uygun biçimde tespit edilmemiş ve kaydi değerler üzerinden hesaplama cihetine gidilmiştir. Öte yandan, iflasın ertelenmesinde iyiniyet açıkça bir şart sayılmamıştır. Davacı girişimde bulunmasa bile borca batıklık bildirimini alan mahkemenin rayiç değer tespiti ve borca batıklık incelemesi yapması gerekir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davacı şirketin borca batıklık durumunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme için, dosyanın oluşturulacak uzman bir heyete tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda 1, 2 ve 3 numaralı bentlerde yazılı nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.