11. Ceza Dairesi Esas No: 2013/44 Karar No: 2015/1268 Karar Tarihi: 04.02.2015
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2013/44 Esas 2015/1268 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanıklardan birisi hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyet kararı verilmediği, diğer sanığın ise dolandırıcılık suçundan mahkum olduğu ancak hükümleri uygulama konusunda yapılan hatalar sebebiyle kararın bozulduğu görülmektedir. Dolandırıcılık suçunun unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, sahtecilik suçundan mahkum olan sanığın hüküm giydiği cezaların uygulanması konuları kararda detaylıca incelenmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise; 5271 sayılı CMK’nun 231. ve TCK’nun 7/2. maddeleri, TCK'nun 51/3. maddesi ve TCK'nun 53/4. maddesi olarak sıralanmaktadır.
11. Ceza Dairesi 2013/44 E. , 2015/1268 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık HÜKÜM : ... her iki suçtan mahkumiyet, ... her iki suçtan beraat
I-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan beraat hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde: Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı, mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II-Sanık ... hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 1-Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Diğer yandan ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere; önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı, somut olayda, katılanın işyerini devretme hususunda sanık ile anlaştığı, sanığın devir bedelinin bir kısmını peşin olarak ödediği, geri kalan kısım için ise katılanın senet istediği, bunun üzerine sanığın aynı gün suça konu bonoyu çalışanı ... aracılığı ile katılana göndermesinden ibaret eylemde dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; a-Hükümden önce, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nun 231. ve TCK’nun 7/2. maddeleri gereğince, dosya içerisindeki 18.12.2009 tarihli sulh anlaşması başlıklı belge içeriği de gözetilerek sanık hakkında ""hükmün açıklanmasının geri bırakılması"" kararı verilip verilmeyeceği hususunun tartışılmaması, b-Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 23.02.2010 gün 2009/6-230 Esas ve 2010/32 sayılı kararında da açıklandığı üzere; resmi belgede sahtecilik suçundan hükmolunan uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK"nun 51/3. maddesi uyarınca belirlenecek denetim süresinin hükmolunan hapis cezası süresinden az olamayacağı ve bunun kazanılmış hak olarak değerlendirilemeyeceği cihetle yazılı şekilde hüküm kurulması, c-Dolandırıcılık suçundan mahkum olduğu kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında; 5237 sayılı TCK"nun 53/4. maddesi uyarınca anılan Yasanın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeblerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.