Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2528
Karar No: 2019/2420
Karar Tarihi: 02.04.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/2528 Esas 2019/2420 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/2528 E.  ,  2019/2420 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...... ...... Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    DAVACILAR : ... vs. Vek. Av. ...
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ...... 45. İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasındaki tespit davası nedeniyle Yerel Mahkemece verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, temyiz konusu hükme ilişkin dava, HMK’nun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    KARAR
    A)Davacı İstemi;
    Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı işyerine ait ......, ......’deki ...... Sitesi ......nda garson olarak çalışmakta iken 15/08/2010 tarihinde elindeki soda şişesinin düşmesi sonucu cam parçacıklarının sol gözüne girmesiyle yaralandığını, meydana gelen patlama neticesinde iş kazası geçirdiğini, bu iş kazası neticesinde sol gözünde görme keskinliğinin "yasal körlük" tabir edilen dereceye yani % 10"un altına düştüğünü, malul kaldığını beyanla kazalı işçi için 1.000,00 TL maddi 100.000,00 TL manevi tazminat ile anne ve babası için 7.000,00 TL’şer, kardeşi için 3.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 24/10/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 171.814,59 TL’ye artırmıştır.
    B)Davalı Cevabı;
    Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili Bankanın ...... Genel Müdürlüğü...... Müdürlügüne bağlı ....../...... Dinlenme Sitesinde 0/05/2010 tarihli hizmet sözleşmesine istinaden geçici olarak göreve başladığını, dava dilekçesinde söz konusu yaralanmanın "cam parçacıklarının gözüne girmesi" suretiyle meydana geldiğinin belirtildiğini, cam parçası ya da şişe kapağının yerden yukarıya sıçrayarak gözün retina kısmınta yırtılma, bozulma ya da harabiyet yarattığı düşünülse dahi, olayın bizzat davacının dikkatsizliği ve özensiz davranışı sonucunda meydana geldiğinin açık olduğunu, ayrıca davacının tedavisinin halen devam etmekte olduğunu, dava konusu olay sırasında ve takip eden süreçte müvekkil tarafından davacının bakımı ve tıbbi tedavisi yönünden yapılması gereken bütün işlemlerin de yapıldığını, söz konusu kazada müvekkilin kusurunun bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonrasında özetle; “İddia, savunma, tanık beyanları, SGK"dan gelen belgeler, işverence sunulan belgeler, sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçları, alınan kusur bilirkişi raporu ile hesap bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının kül halinde bir bütün olarak incelenmesi neticesinde; davacı ..."un, çalışmakta olduğu ...... Bankası...... Sitesi işyerinin oyun salonu bölümünde olay tarihi olan 15/08/2010 tarihinde garson/servis elemanı görevini yaparken, salonda bulunan misafirlerden birisinin maden suyu soda siparişi vermesi üzerine, bar tezgahının altında bulunan bozdolabından 2 adet maden suyu/sodayı aldıktan hemen sonra şişelerin elinden kayıp yere düşmesi sonucu kırılan ve parçalanan maden suyu/soda şişesinin çam parçacıklarından bir kısmının sol gözüne isabet etmesiyle göz hasarı oluşması şeklinde kaza meydana geldiği ve işbu kazanın 5510 sayılı yasanın 13.maddesine göre bir iş kazası olduğu,
    Olay nedeniyle ..."un sol gözünde görme kaybı olduğu çalışma gücü kaybının %30,2 oranında olduğu, 13/01/2016 tarihli heyet raporuna göre Davalının %70 oranında kusurlu olduğu, kazazede davacı ..."un ise %30 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı,
    Hesap bilirkişinin 11/10/2016 tarihli raporuna göre; davacının gerçek maddi zararının 171.814,59 TL olduğu anlaşılmakla, söz konusu iş bu maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine karar verildiği,
    Olay sebebiyle davacı ..."un duyduğu elem, acı ve ızdıraptan dolayı adı geçen davacı lehine 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, olay sebebiyle davacı işçinin annesi ile babası ve kardeşinin elem ve üzüntü duydukları aşikar olup, söz konusu bu elem ve üzüntüleri sebebiyle anne ve baba lehine 4.500,00 TL’şer, kardeş lehine 2.500,00 TL manevi tazminat hükmedildiği” anlaşılmıştır.
    D)...... Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı
    ...... Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi neticesinde özetle, “Davacı vekili mahkemece kabul edilen kusur oranlarının dosya içeriğine uygun olduğu, davalı vekili ise, kusur oranına ilişkin belirlemenin hatalı olduğunu ve buna bağlı olarak zarar hesaplamasını da kabul etmediklerini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Bu duruma göre mahkemece alınan bilirkişi raporlarına göre davacının %30, davalı işverenin %70 kusurlu olduğu kabul edilmişse de, aynı olayla ilgili olarak Kurum Denetmeni tarafından tanzim olunan rapor ile örneği dosyamız arasına alınan ...... 7. İş Mahkemesinin 2012/330 E. Sayılı dosyasında alınan kusur raporundaki kusur oranları arasında çelişki bulunduğu anlaşılmıştır. Dairemizce, dosya üzerinden kusur bilirkişi heyetinden alınan 30.11.2017 tarihli raporda olay nedeniyle davalı işverenin işçisini mesleki yönden ve iş sağlığı güvenliği yönünden gereği gibi eğitmemesi sebebi ile %50, davacı işçinin de kendi emniyet ve güvenliğini sağlamakta gerekli özen ve ihtimamı göstermemesi nedeniyle %50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Söz konusu raporun dosyadaki delillere ve olayın oluşuna uygun olduğu ve diğer raporlarla çelişkinin de giderlidiği dikkate alınarak hükme esas alınması gerekmiştir.
    Dairemizce tarafların meydana gelen olayda ayrı ayrı %50 kusurlu olduklarının belirlenmesi üzerine yeniden hesap raporu alınmış, alınan hesap raporu doğrultusunda davacının maddi tazminat talebinin davalı vekilinin istinaf talebi dikkate alınarak düzeltilmesi gerekmiştir.
    Taraflar arasında manevi tazminatın miktarı da uyuşmazlık konusudur. Somut olayda zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu ile karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, yukarıda açıklanan ilkeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları ışığında, iş kazası nedeniyle sağlık bütünlüğü bozulan sigortalının eşinin manevi tazminat talep etme haklarının bulunduğu düşünülse dahi, olayın özelliğine, yaralanmanın niteliğine, meslekte kazanma gücündeki kayıp oranına ve özellikle sigortalının yaralanmasının ağır bedensel zarar oluşturmamasına göre davacı eş lehine manevi tazminat verilemeyeceği dikkate alınıp davacı eşin manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır." şeklindeki içtihadı dikkate alındığında davacı işçi ... dışındaki davacıların olayın özelliğine, yaralanmanın niteliğine, meslekte kazanma gücündeki kayıp oranına ve özellikle sigortalının yaralanmasının ağır bedensel zarar oluşturmamasına göre yerinde olmadığı ve reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Davacı işçi ... lehine takdir olunan manevi tazminatın ise, mahkemece davacının olay nedeniyle %30,2 maluliyete uğraması ve kusurunun %30 kabul edilmesine göre biraz yüksek takdir edildiği, ancak Dairemizce alınan kusur raporuna göre olayda %50 oranında kusurlu olduğu anlaşılan ve belirtildiği şekilde maluliyete uğrayan davacı lehine hükmolunan 30.000,00 TL manevi tazminatın yeterli olduğu kanaatine varılmıştır.”
    ...... Adliye Mahkemesince davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin HMK.nun 353-(1) b-1 maddesi gereğince esastan reddine ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353-(1) b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
    1-Maddi tazminat talebinin kabulü ile 143.145,29 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 15/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
    2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile ;
    a-30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
    b-Davacı ......lerin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    E)Taraf Vekillerinin Temyiz Nedenleri;
    Davacılar Vekili temyiz dilekçesinde özetle: Davalıya atfedilen kusurun %70’den % 50’ye indirilmesinin hakkaniyete uygun düşmediğini, maddi tazminat hesabında %50 kusur esas alınmasının doğru olmadığı, müvekkili kazalı işçi lehine takdir edilen manevinın az olduğu, davacı sigortalının bekar olduğu ve yaşadığı körlük durumu nedeniyle kendisinin toplum içerisinde zorluk yaşadığı, bu rahatsızlığı nedeniyle evlilik imkanının düşmüş olduğu, Kornea nakli ameliyatının olumsuz sonuçlandığı gözetildiğinde manevi tazminatın az olarak takdir edildiğinin açık olduğunu, aynı zamanda kazalının ailesi olan müvekkilleri ......in kazalının yaşadığı körlük nedeniyle psikolojilerinin etkilendiği bu yönüyle ...... Adliye Mahkemesince manevi istemlerinin reddinin de hatalı olduğuna işaretle ...... Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı Vekili temyiz dilekçesinde özetle: Müvekkiline % 50 kusur atfının yerinde olmadığını, yargılama süresince kusur verilmesine katılmadıklarını savunduklarını, ...... Adliye Mahkemesi tarafından alınan kusur raporunun Rücuan Tazminat dosyasında alınan kusur raporuyla uyumlu olduğunu, maddi tazminat hesabının hatalı olduğunu, hesaba esas ücretin ödeme belgelerine göre 997,50 TL olarak esas alınması gerekirken 1.170,40 TL alınmasının hatalı olduğuna işaretle ...... Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    1- Davacılar vekilinin davacı ......i lehine manevi tazminat istemine dair ...... Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    ...... Adliye Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırının karar tarihi itibariyle 47.530,00 TL olduğu, Davacıların dava dilekçesinde davacı anne ve babanın her biri lehine 7.000,00 TL, davacı kardeş lehine ise 3.000 TL manevi tazminat talebinde bulunduğ, ...... Adliye Mahkemesince bu verilen kararda iş bu davacılar yönünden manevi tazminat isteminin reddine karar verildiği dikkate alındığında, reddolan manevi tazminat istemlerinin her bir davacı yönünden temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.
    O halde ...... Adliye Mahkemesi kararının bu yöne ilişkin kısmının temyiz kabiliyeti olmayıp, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının H.M.K."nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİNLİKTEN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
    2- Davacılar vekili ile davalı vekilinin, kazalı işçi lehine talep edilen maddi ve manevi tazminatla ilgili ...... Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi ile;
    3-Dava, 15/08/2010 tarihli iş kazası neticesinde sigortalının sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacı sigortalı işçinin davalı ...... Bankası’nın...... Müdürlüğü’ne bağlı............ Sitesinde, 2010 yılı işletme sezonunda garsonluk yaptığı sırada, çalıştığı salonda bulunan misafirlerden birisinin soda siparişi vermesi üzerine, bar tezgahının altında bulunan bozdolabından iki adet sodayı aldıktan hemen sonra şişelerin elinden kayıp yere düşmesi sonucu kırılan ve parçalanan soda şişesinin çam parçacıklarından bir kısmının ve şişe kapağının sol gözüne isabet etmesi neticesinde iş kazası geçirerek %30,2 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, Yerel Mahkemece karara esas alınan kusur raporunda %70 oranında Davalı işveren, %30 oranında ise Davacı sigortalı işçi müterafik kusurlu kabul edilmişken; ...... Adliye Mahkemesince karara esas alınan kusur raporunda iş kazasının gerçekleşmesinde Davalı işveren ile Davacı işçinin % 50’şer oranda (eşit miktarda) müterafik kusurlu olarak kabul edildiği anlaşılmıştır.
    İş kazalarından kaynaklanan tazminat davalarının özelliği gereği, kaza tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu"nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle yapılan işin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken tedbirlerin neler olduğu ......... Tüzüğü"nün ilgili maddelerinin göz önünde tutulmak suretiyle,incelenmesi,işverenin hangi önlemi almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı, gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi gerekir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir ).
    Bu açıklamadan olarak şüphesiz ki tarafların kusur durumu irdelenirken konusunda ehil bilirkişilere olayı inceletmek kadar olaya neden olan tüm saiklerin bir bütün olarak ele alınması ve bu kapsamda da taraflarca ortaya konulan iddia ve savunmalar ile tüm delillerin titizlikle değerlendirilerek kusurun aidiyeti ve oranına dair raporun oluşa uygun olup olmadığının tespiti gerekir. Kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek miktarının takdirinde tarafların kusur durumu yine mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
    Somut olayda bilirkişi raporlarında davaya konu iş kazasının gerçekleşme şekli aynı şekilde kabul edilmekle beraber, kusur oranları arasında çelişki bulunduğu ve ...... Adliye Mahkemesince alınan son raporun da çelişki giderici mahiyette olmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nun 282.maddesinde Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.
    Bu açıklamalar doğrultusunda dosya kapsamındaki tüm delillerle beraber bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kusur raporlarının olayın oluşuna uygun olmadığı, olayın gerçekleşme şekline göre iş kazasının meydana gelmesinde davalı işverenin davacı işçiden daha az kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği açıktır.
    O halde yapılacak iş; ......... konularında uzman ehil bilirkişi kuruluna konuyu yukarıda açıklandığı biçimde yeniden inceletmek, olayın gerçekleşme şekline göre davalı işverenin, davacı işçiden daha az kusurlu olduğunun kabulü doğrultusunda alınacak kusur raporunu dikkate alarak, hesap bilirkişi raporunda taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle, yerel mahkemece hükme esas alınan ve davacının itirazının vaki olmadığı 11/10/2016 tarihli hesap bilirkişi raporu dikkate alınarak bu rapordaki veriler yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek, bu raporda esas alınan bilinen asgari ücret devresi ileri çekilmemek ve sonrasında yürürlüğe giren asgari ücretten kaynaklı ücret farkları rapora yansıtılmamak suretiyle alınacak hesap raporunu hükme esas alarak maddi tazminat alacağını belirlemek ve oluşan yeni kusur durumuna göre davacı işçi lehine hakkaniyete uygun miktarda bir manevi tazminata hükmetmekten ibarettir.
    ...... Adliye Mahkemesince, yukarıda belirtilen bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ...... Adliye Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan ...... Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca (BOZULARAK KALDIRILMASINA), dosyanın ...... Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine,
    02/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi