Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/1-3-a, 22/3, 62/1, 53/1, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sübuta yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın idaresindeki araçla geceleyin şehir içindeki çift yönlü aydınlatması kesintisiz orta şerit çizgisi bulunan yolda çıkış eğimli istikamette seyri sırasında sağa doğru virajlı mevkiiye geldiğinde karşı yönden gelen araçların seyir istikametine girmesiyle karşı yönden seyir halinde olan motorsiklet sürücüsü katılan ile çarpışmaları neticesinde katılanın hayati tehlike geçirecek, 4. derece kırık olacak ve iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa sebep olacak şekilde yaralandığı olayda,
1-Sürücülerin şerit ihlallerinin bilinçli taksir kabul edilebilmesi için karşı yön istikametine girilmesinin sollama vb. gibi iradi bir hareketle gerçekleşmesi gerektiği, yol şartlarına uygun hızda seyredilmemesi ya da başka bir sebeple direksiyon hakimiyetinin yeterli şekilde sağlanamaması sebebiyle diğer şeride taşmanın kusurun derecesini belirleyen kural ihlali kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda kaza öncesi sanığın seyrini kayıt altına alan restaurantın video kayıtlarının, polis tarafından manyetik ortama aktarılırken teknik bilgi eksikliği sebebiyle silinmesi sebebiyle sanığın ne suretle şerit ihlali yaptığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespit edilemediği, aktarma işlemi öncesinde görüntüleri izleyen tanık polis memuru ...’in verdiği beyana göre sanığın yukarıya doğru virajı hızlı çıkarken aracı toparlayamadığı ve kendi şeridinden taşarak karşıdan gelen şeride geçmiş vaziyette seyrettiğinin ifade edildiği, dolayısıyla sanığın iradi şekilde şerit ihlali yaptığına dair her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediğinden oluşun bu şekilde gerçekleştiğinin kabul edildiği somut olayda bilinçli taksir hükümlerinin uygulama koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın cezasında TCK"nın 22/3 maddesi gereğince artırım yapılması,
Kabule göre de;
2-Sanığın tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği kazada, kusur durumu, katılanın ağır şekilde yaralanması da göz önünde bulundurularak sanık hakkındaki temel cezanın alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Sanık hakkında TCK"nın 89/1 maddesi gereğince 9 ay olarak belirlenen temel cezadan aynı kanunun 22/3 maddesi gereğince 1/3 oranında artırım yapılırken ceza miktarının 12 ay olarak tespit edilmesi gerekirken sehven 18 ay olarak gösterilmesi,
4-Taksirli suçlarda TCK"nın 53/1 maddelerinde düzenlenen hak yoksunluklarının sanık hakkında uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.