Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline Tekirdağ Ağır Ceza mahkemesi"nde görülen ceza davasına konu senedi kefil sıfatıyla zorla imzalattırıldığının tespit edildiğini, ceza mahkemesi kararında senette imzaları bulunan Remzi ve Hasan yönünden geçerli olduğu belirtilmesine rağmen müvekkili yönünden geçersiz olduğuna dair karar verilmiş olmadığından bu hususun müphem bırakıldığını ileri sürerek müvekkilinin senetteki kefaletinin iptaline, kefil olarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu senedin aralarında davacınında bulunduğu arkadaşları R. Ö. ve H. T. tarafından kendisinden alınan fidan karşılığı verildiğini, ceza mahkemesinde görülen davada davacının borçlu olmadığı hususunda bir karar verilmediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/527 Esas sayılı dosyasında; davaya konu bononun davacı M.. A.."e zorla imzalatıldığının ve bu nedenle davalı R.. C.."ın ihkak-ı hak suçunu işlediğinin kabul edildiği ve cezalandırılması cihetine gidildiği, temyiz üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından zamanaşımı nedeniyle cezanın düşmesine karar verildiği, Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen oluş ve dinlenen tanık beyanları gözetildiğinde davaya konu bononun davacıya zorla imzalatıldığı gerekçesiyle talep gibi bu bono nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine ve bononun davacı yönünden iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davacı-kefile zorla senet imzalattırıldığı iddiasıyla kefil olarak senetten borçlu olmadığının tespiti ile kefaletin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece dava konusu senet sebebiyle ağır ceza mahkemesinde açılan ceza davasında dinlenen tanık beyanlarına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sy. BK"nın 53. maddesi (6098 sy. TBK"nın 74. maddesi) gereği ceza hakimi tarafından tespit edilen maddi vakıa hukuk hakimini bağlar. Ne var ki, somut olayda Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesince davalı-sanık hakkında ihkakı hak suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ise de, Yargıtay 6. CD tarafından yapılan temyiz incelemesi sonunda ceza zamanaşımı sebebiyle kamu davasının düşmesine karar verildiğinden davalı hakkındaki mahkumiyet hükmü kesinleşmemiştir. O halde anılan Ağır Ceza Mahkemesince verilen karar kesinleşmediğinden hukuk hakimini bağlamaz ve ceza davasında dinlenen tanık beyanlarına delil olarak dayanılamaz. Bu durumda davacı vekilinin delilleri toplanarak karar yerinde tartışılıp varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.