11. Ceza Dairesi 2017/13151 E. , 2021/549 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2010/1003 soruşturma sayılı dosyada katılan ... ile ... arasında 14.07.2010 tarihinde yapılan telefon görüşmesinin çözümü ile iletişim tespit tutanağına bağlanmasında görevli olan sanıkların, dinleme kaydını 28.07.2010 tarihli tutanağa geçirirken iddia edildiği şekilde; "Ben ondan sonra bir senin yanına uğrarım eşmeye" cümlesini, anlamını devam eden fuhuş soruşturması ile ilişkilendirerek "Ben ondan sonra ..."nın yanına uğrarım ...meye" şeklinde değiştirip yazmak suretiyle gerçeğe aykırı olacak şekilde resmi belge düzenleyerek, katılan ... ile İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 28.10.2010 tarih ve 2010/101 değişik iş sayılı kararı ile tutuklanmasına ve İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2011/37 Esas sayılı dosyasında tutuklu olarak yargılanmasına sebebiyet verdikleri iddia olunan olayda; bu şekilde düzenlenen gerçeğe aykırı belge ile kamuoyunda "Askeri Casusluk ve Fuhuş Operasyonu" olarak bilinen olay ve suç örgütünün fuhuş faaliyetleri çerçevesinde "..." kod adlı ... isimli şahıs ile katılan ... arasında bağ kurulduğu, bu durumun katılanın aynı soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla alınan 27.10.2010 tarihli emniyet ifadesinin 44 ve 45. sayfalarından da anlaşıldığı, 25.07.2010 tarihli soruşturma nedeniyle gözaltına alınan katılanın, 28.10.2010 tarihli Cumhuriyet savcılığı sorgusunu müteakip İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi"nin aynı gün ve 2010/101 sorgu sayılı kararı ile tutuklandığı, sorgu zaptında katılanla ilgili tutuklama sebepleri arasında iletişimin tespiti tutanaklarının da gösterildiği, tutukluluğun 02.08.2012 tarihine kadar sürdüğü anlaşılmakla; çözümü yapılan dinleme kaydının içeriği ile tutanağa geçirilen hali karşılaştırıldığında farklılığın dikkatsizlik sonucu yapılan bir hata şeklinde değerlendirilemeyeceği, oluşa göre devam eden fuhuş soruşturması ile müştekiyi irtibatlandırmak amaçlı fuhuşa aracılık etmekten hakkında işlem yapılan ..."nın kod adı olan "..." kelimesini "senin", hemen arkasından "eşmeye" kelimesinin yerine "...meye" kelimesini ekleyerek fuhuşa aracılık ile irtibatlandırarak "Ben ondan sonra ..."nın yanına uğrarım ....meye" şeklinde anlamı değiştirerek iletişim tutanağı düzenledikleri bu suretle sanıklara atılı "Memurun Resmi Belgede Sahteciliği" suçunun sübut bulduğu gözetilmeden ve ayrıca UYAP"ta yapılan araştırmada; sanık ... hakkında; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/9153 soruşturma sayılı dosyasında "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Resmi Belgede Sahtecilik, İftira Nedeniyle Mağdurun Gözaltına Alınması ve Tutuklanmasına Neden Olmak, Kişiler Arasında Aleni Olmayan Konuşmaları Kaydetmek ve Haberleşmenin Gizliliğini İhlal" suçlarından soruşturma yürütüldüğü, yine her iki sanık hakkında İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2016/62 Esas sayılı dosyasında aynı mahiyetteki suçlarından açılmış kamu davası olduğu nazara alındığında; bu ve benzeri mahiyette soruşturma veya kovuşturması devam eden dosyalar getirtilip ilgili kısımlarının onaylı örnekleri alındıktan sonra suça konu eylemlerin FETÖ/PDY terör örgütünün faaliyetleri kapsamında işlenip işlenmediği, zincirleme suç veya mükerrer yargılama konusu olup olmadığı belirlenmeden eksik inceleme ve araştırma ile;
Diğer taraftan;
Mahkeme kararlarının gerekçeli olması yasal zorunluluk olup aynı zamanda AHİS 6. maddesi gereğince adil yargılanma hakkının bir sonucudur. Anayasanın 141. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır.” CMK’nin 34. maddesine göre de; “Hakim ve Mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır." Gerekçeli kararın yazımında CMK"nin 230. maddesinde açıklanan hususlar gösterilerek hükme esas alınan delillerin tartışılması, değerlendirilmesi ve açıklanması gerekir. Hakim yargılama sonunda ulaştığı kanaati Türk Milleti adına hüküm haline getirirken, gerekçeyi yasaların açıkladığı şekilde yazmak, kullandığı dile özen göstererek yazım kurallarına, akla ve hukuka uygun bir metin haline getirmek zorundadır; hükme esas aldığı gerekçeyi hazırlarken layüsel davranamaz, argo tabirlerle gerekçe oluşturamaz.
Bu düzenlemelere aykırı olarak; "sanıkların üzerlerine atılı suçu kabul etmedikleri, iş yoğunluğu ve personel azlığı nedeniyle aktarımın hatalı yapıldığı, her görevli memurun yapabileceği hatalar olduğu, her yapılan eylemin altında yani "öküzün altında buzağı aramamak" gerektiği, gerçeğe uygun olmayacak şekilde aktarım yapılsa bile ses kayıt CD"lerinin dosyada bulunduğu ve gerçeğin her zaman ortaya çıkacağı, sanık ..."in çözümü yapan kişi olmadığı, diğer sanığın çözümü kasten değiştirerek tutanağa bağladığına dair dosyada hiç bir delil bulunmadığı, sanıkların kasıtlarının olmadığı" şeklinde Hukuk diline uygun düşmeyen, yetersiz ve yasal olmayan gerekçe ile sanıkların beraatlerine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 21/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.