13. Ceza Dairesi 2015/11647 E. , 2017/680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın savunmasında, katılanın rıza ve bilgisi dahilinde aracını alarak kullandığını, kaza yapması nedeniyle hakkında bu şekilde şikayetçi olduğunu beyan ederek suçlamayı kabul etmediği, katılanın olaydan sonra polise verdiği 18.09.2013 tarihli ifadesinde "Arabamın kapısı açıktı, kontak anahtarı üzerindeydi" dediği; mahkeme de ise "Aracın anahtarı işyerinde çay içtiğimiz sehbanın üzerindeydi" şeklinde ifade verdiği; tanık olarak dinlenen ..."in de aynı tarihli kolluk ifadesinde “arabanın kontak anahtarı hep zerinde durur, kapısı hep açık olur” şeklinde ifade verirken mahkeme aşamasında katılan ile benzer şekilde anahtarın iş yerinde sehpa üzerinde bulunduğunu söyleyerek çelişkili ifade verdiği, çelişkinin giderilmesi için katılana sorulduğunda, polisteki ifadelerinin olayın şoku ile o şekilde dile getirildiğini beyan ettiği, katılanın ve tanığın aşamalarda kendi içerisindeki çelişkili beyanlarının kesin ve tutarlı olarak giderilemediğinin anlaşılması karşısında; "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi çerçevesinde, sübut bulan hırsızlık suçunun 5237 sayılı TCK"nın 141/1. maddesine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
2-Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"u ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-Y.C.G.K."nın 16.04.2013 günlü, 2012/6-1307 esas ve 2013/151 sayılı kararı uyarınca iddianamedeki olayın anlatım biçimi ve uygulanması istenen yasa maddelerine göre; sanık hakkında, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 5271 sayılı CMK"nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gibi, iddianame de düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında; hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemle sınırlı olduğu gözetilmeden dava konusu dışına çıkılarak 5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesine aykırı davranılması;
Kabul ve uygulamaya göre de;
4-Mahkemenin kabulüne göre; Katılan ve tanığın mahkeme aşamasında verdiği beyanlarında, suça konu araç anahtarının iş yeri içerisinde sehpa üzerinde bulunduğu ve sanığın bilgi ve rızası dışında anahtarı alarak aracı çaldığının anlaşılması karşısında,sanık hakkında eyleminin TCK"nın 142/2-d maddesine uyduğu gözetilmeyerek kurulan hükümde aynı Kanun"un 142/1-b maddesi ile uygulama yapılması,
5-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 24/01/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.