Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : 2911 sayılı Kanuna muhalefet, Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme
Hüküm : 1-2911 sayılı Kanunun 32, TCK"nın 62, CMK"nın 231. maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması,
2- TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 220/6, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 53, 58/9 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A-2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar 5271 sayılı CMK"nın 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olup, temyizi mümkün bulunmadığından, temyiz incelemesine yer olmadığına, gereği merciince yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
B-Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/1832 Esas sayılı iddianamesiyle silahlı terör örgütü propagandası yapmak suçundan açılıp birleşen dava yönünden zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
1-Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan hüküm kurulmasına dayanak araç suçun 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesine aykırılık suçu olduğu ancak bu eylem nedeniyle usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Örgüt adına işlendiği belirtilen 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesinde tanımlanan suçun oluşması için, toplanan gruba dağılmaları yönünde ihtar yapılmalı, ihtara rağmen dağılmamaları halinde zor kullanmaya başvurulmalı, zor kullanmaya rağmen de failin dağılmamakta ısrar etmesinin gerektiği, somut olayda ise sanığın 31.03.2006 tarihli kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katıldığı ve grup içerisinde bulunduğu ancak 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesi kapsamında herhangi bir eylemi tespit edilemediği gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-Önceki bozma gerekçesi dikkate alınarak, sanığın CMUK 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde fazla cezaya hükmolunması,
2-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.