16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/9541 Karar No: 2017/4498 Karar Tarihi: ...06.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/9541 Esas 2017/4498 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/9541 E. , 2017/4498 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 439 ada ..., 441 ada 37 ve 483 ada 58 parsel sayılı 176.28, 32.098,98 ve ....619,52 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 439 ada ... parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., 441 ada 37 ve 483 ada 58 parsel sayılı taşınmazlar ise aynı nedenle payları oranında ... ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 439 ada ..., 441 ada 37 ve 483 ada 58 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, 02.....2014 tarihli duruşmada verilen kesin süre içerisinde davacının keşif için gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığından bahisle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Temyize konu taşınmazlara ilişkin kadastro tespiti 2006 yılında yapılmış, davacı ... ve arkadaşları tarafından temyize konu dava 2007 yılında açılmıştır. Mahkemece, yargılama sırasında daha önce de müteaddit defalar keşif kararları verilmiş, bu kararlar uyarınca en son ........2014 tarihinde davacı tarafça keşif ücretleri yatırılmış mahkemece bir kez keşfe gidilerek davacının yükümlülüğü yerine getirilmiştir. Davacının kusuru bulunmadığı halde yeniden keşif gideri istenmesi adil yargılanma ve devlete güven ilkeleriyle bağdaşmaz. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesinde; taraflardan her birinin dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorunda olduğu, davacının hakim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı, bu Kanun gereğince re"sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderlerin, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanacağı hükmü düzenlenmiştir. Hal böyle olunca; davacının, kararlaştırılan keşiflerin yapılamamasında üzerine atfedilebilecek bir kusuru bulunmamasına göre, 02.....2014 tarihli duruşma ara kararıyla hüküm altına alınan keşif giderlerinden eksik olan kısmın gerektiğinde ileride haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden karşılanmak üzere keşif ara kararı verilmesi gerekirken, keşif gideri eksik kaldığından bahisle yeniden keşif ücreti istenilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, ....06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.