8. Hukuk Dairesi 2013/19539 E. , 2014/1669 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 15.04.2013 gün ve 516/153 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.01.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılardan ... bizzat ve vekili Avukat .... ve karşı taraftan davalı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, dava konusu ... ... ... Mahallesi"ndeki avlulu kargir ev olarak kayıtlı taşınmazın miras bırakan .... tarafından satın alındığını, tüm satış bedelinin ve sonrasında da tüm onarım ve değişikliklerin miras bırakan tarafından karşılanmış olmasına rağmen davalı kızı adına miras payına mahsuben karşılıksız kazandırma yoluyla tapuya tescil edildiğini, davalının bu kazandırmayı bir yana bırakacak şekilde miras bırakandan kalan diğer taşınır ve taşınmaz mallar ile paralar için paylaştırma davaları açtığını, davalının hiçbir zaman çalışmadığını ve bağımsız bir geliri bulunmayıp ev kadını olduğunu, davalının eşinin de mobilya sektöründe satış elemanı olarak zaman zaman çalıştığını, bu taşınmazı satın alacak bir geliri ve ailece tasarrufları olmadığı gibi satın alma sonrasında yine muris tarafından gerçekleştirilen 3 kata ait tüm onarım ve inşaat giderini karşılamalarının da mümkün olmadığını açıklayarak öncelikle davalıya ait taşınmazın tapu kaydının iptali ile tüm mirasçılar adına miras payları oranında tapuya tesciline, seçme hakkı sahibi olan davalının ayın olarak iade etmeyi kabul etmemesi durumunda ise, taşınmazın denkleştirmeye bağlı olduğu ve denkleştirmenin terekeye dahil taşınmazlar açısından açılmış davalar nedeniyle aynen taksim ya da satılarak anında saptanılacak değerinin, davalının miras payına düşecek miktardan indirilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dosyada ise, dava konusu taşınmazın davalı ... adına tapuda devir işleminin yapıldığı 04.12.2000 tarihinden bu yana 2 katlı dükkan, 2 büyük lüks daire ve 2 normal dairenin bu güne kadar kiraya verildiğini açıklayarak toplam 356.400 TL"nin denkleştirmeye tabi tutularak terekeye dahil edilmesini ve davalının miras payına düşecek miktardan indirilerek kalan miktarın davacıların paylarına dahil edilerek kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın iddia edildiği gibi murisin mal varlığından miras payına karşılık olarak kazandırdığı bir taşınmaz olmadığını, davalı ve eşinin, taşınmazı 04.11.2000 tarihinde ....."dan satın aldıklarını, düğünde takılan takılar ve davalının eşinin kazancı ile taşınmazın bedelinin ödendiğini, davalının eşinin de alabilecek ekonomik gücünün olduğunu, Mahkeme aksi kanaatte olsa bile murisin isterse saklı payı korunmak kaydı ile istediği şekilde tasarruf edebileceğini, binanın değerinin de saklı pay değerini aşmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın asıl ve birleşen dosya bakımından reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar ile davalı ..., 29.7.2007 tarihinde ölen muris......’nun mirasçılarıdır. Dava konusu ... Mahallesi 2708 ada 10 parselde kayıtlı taşınmaz tapuda avlulu kargir ev vasfı ve 101,50 m2 miktarı ile.... adına kayıtlı iken 4.12.2000 tarihinde davalı ...’a ... ve tapuda devredilmiştir. Dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın satın alındığı sırada iki katlı iken alım sonrası üzerine 3 kat daha yapıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf, davalı ... adına alınan ve üzerine de üç kat inşa edilen dava konusu taşınmaza ilişkin bedellerin muris ... tarafından karşılanıp karşılanmadığı, muris tarafından karşılandığının belirlenmesi durumunda bunun Hatice’nin miras payının karşılığı olup olmadığı, dava konusu olayda mirasta denkleştirme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve davalının bu kullanımı sebebiyle dava konusu taşınmazdan elde ettiği kira gelirlerinin iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, kira gelirleri sebebiyle talepte bulunulan dava konusu taşınmaz tapuda muris adına değil davalı ... adına kayıtlı olup davalının tapulu taşınmazını kiraya vermek suretiyle elde ettiği kira gelirlerinin terekeye dahil olmaması sebebiyle davacıların muristen dolayı miras haklarına yönelik talepte bulunma imkanı olmadığına, davalı kira gelirlerinden sorumlu tutulamayacağına göre davacılar vekilinin birleşen dosyadaki kira gelirleri ile ilgili temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan birleşen davanın reddine ilişkin hükmün ONANMASINA,
Davacılar vekilinin asıl dosyadaki talebine gelince; Mahkemece, tarafların murisi...." nun dava konusu taşınmazı kızına satın aldığı ve kızı adına tescil ettiği, ekonomik durumu, kızının ikinci evliliği yapması ve ona bir katkı sağlamak amacıyla bu işlemi yaptığı, davalının eşinin de tanık beyanlarıyla mobilya sektöründe çalıştığı ve düğünde takılan takılarla bu taşınmazın alındığı söylenmişse de, bu beyanın yeterli olamayacağı ancak taşınmazın iki katlı olarak tarafların miras bırakanı tarafından kızına gizli bağış yapıldığı, tamir işlemlerinin ise, davalı eşi tarafından yapıldığının kabulü gerektiğinden hareketle murisin kızına yaptığı bağışta kızının korunması noktasının öncelik taşıdığı ve mal varlığı gözönüne alındığında karşılıksız bir kazandırma olduğu ve saklı pay dahilinde bulunduğu bu nedenle de tenkise tabi olamayacağı gibi denkleştirmeye de tabi olamayacağı, dava dosyasında celp edilen tapu kayıtları, murisin anılan taşınmazın bedelini ödediği 2000"li yıllar gözönüne alındığında ve daha sonra dava aşamasında getirtilen murise ait tapu kayıtları, banka hesap özetleri ve alınan bilirkişi raporlarındaki değerlendirmelere göre murisin kızına yaptığı bağışla ilgili, murisin tüm mal varlığı dikkate alındığında, tapu iptal, tenkis ve denkleştirmeye ilişkin taleplerin yerinde olmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. K. md. 17). Olayları açıklamak taraflara, hukuki
nitelendirme hakime aittir. Davacılar vekili tarafından verilen dava dilekçesinde, tarafların ortak mirasbırakanın, sağlığında bedelini ödeyerek davalıya taşınmaz alındığı ve üzerine inşaat yapıldığı iddia edildiğine ve davalıya sağlararası tasarrufla yapılan bu kazandırmadan hak talep edildiğine ve binanın tümü ile terekeye intikali istendiğine göre, davacıların talebi, mirasta denkleştirmeye ilişkindir (TMK md. 669).
TMK’nun 669. maddesine göre; "Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler.”
Bu düzenlemeye göre, mirasta denkleştirme için; mirasbırakanın sağlararası kazandırması olmalıdır, bu kazandırmanın karşılıksız ve yasal mirasçılara yapılması gerekir, yine bu kazandırmanın miras paylarına mahsuben yapılmış olması gerekmektedir. Yasa maddesinde de anlaşılacağı gibi, mirasta denkleştirme davası ile mirasbırakanın sağlığında yasal mirasçılarına yaptığı karşılıksız kazandırmaların belirli koşullar gerçekleştiğinde geri verilmesi öngörülmüştür.
Her ne kadar Mahkemece dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı hali ile iki katlı olarak muris tarafından davalı kızı....’ye alındığı kabul edilmişse de toplanan deliller ve dosya kapsamından iki katlı olarak alınan taşınmaz üzerine yapılan diğer üç katın da muris .... tarafından yaptırıldığı, taşınmazın tümünün davalı ...’nin miras payına karşılık diğer ifade ile miras payına sayılmak üzere muris tarafından davalı ...’ye alınarak tapuya tescil ettirildiğinin, davalı tarafın (gerek davacı gerek eşinin) taşınmazın alımı yanında üzerine üç kat inşa ettirilmesine yetecek mali durumunun da olmadığının, bu hususun da davacılar tarafından ispatlandığının kabulü gerekir. Yapılan kazandırmanın miras payına mahsuben olduğunu davacılar ispatlamış ancak, davalı taraf mirasbırakanın kendisini iadeden muaf tuttuğunu da kanıtlayamamıştır. Dava konusu taşınmaz muris tarafından temlik edilmemiş olup, üçüncü kişiden alınması sebebiyle bu bölüm yönünden kazandırmanın konusu taşınmaz olmayıp, mirasbırakan tarafından bu bölümün alımında ödenen bedeldir. Üzerine yapılan üç kat için dikkate alınacak bedel ise imalat bedeli olacaktır.
Bu durumda Mahkemenin, davalı ...’ye yapılan iki katlı evin alınarak üzerine üç kat daha inşa edilmesini muris tarafından miras payına karşılık, yapılan kazandırma olarak kabul edilmesi gerekirken sadece tapuda satın alınan iki katlı taşınmazın muris tarafından kızına bağışlanmış olduğunun ve ayrıca saklı pay dahilinde olduğu gerekçesi ile bu kısmın da denkleştirmeye tabi olmayacağının kabulü doğru değildir. Mahkemece yapılması gereken iş; davalının miras payına karşılık olarak muris tarafından kendisine yapılan kazandırmayı geri vermekle yükümlü olan davalının aynen geri vermeyi tercih etmesi durumunda, davalıya yapılan kazandırmayı terekeye iadesi ile yetinmek, davalının tercih hakkını para iadesi yönünden kullanması durumunda, bu halde denkleştirmenin, kazandırmanın denkleştirme anındaki değerine göre (TMK. md. 673/1) yapılması gerektiği de gözetilerek, murisin, taşınmazın iki katlı hali ile alımı için murisin ödediği bedelin (verdiği paranın), daha sonra üzerine inşa edilen üç katın imalat bedelini ayrı ayrı belirlemek, bu bedellerin (verdiği paranın) denkleştirme anındaki ulaştıkları değerinin paranın satın alma gücündeki değişimlere göre usulünce belirli kriterleri dikkate alarak hesaplamak, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan taraf, yargıç ve Yargıtay denetimine elverişli rapor almak, bu yolla belirlenen değerin iadesine hükmedilmesi gereken ve davalının miras payına düşecek miktardan indirilmesi gereken değer olduğunu düşünmek olmalıdır. Bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme, hatalı nitelendirme ve değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti"nin asıl davada davalıdan alınıp davacılara, birleştirilen dosya için davacılardan alınarak davalıya verilmesine ve 48,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.