14. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/10200 Karar No: 2015/1258 Karar Tarihi: 06.02.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/10200 Esas 2015/1258 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2014/10200 E. , 2015/1258 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.12.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteğinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazlar bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinden olduklarından 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 5578 sayılı Yasa ile değişik 8. maddesine göre tescillerinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesinin son fıkrası 30.04.2014 tarihli 6537 sayılı kanunun 4. maddesi ile değiştirilmiş ve “....Bakanlık asgari tarımsal arazi büyüklüklerini günün koşullarına göre artırabilir. Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez, Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz..." şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Davalıların murisi dava konusu taşınmazlardaki payının tamamını satış vaadi sözleşmesi ile devrettiğinden yani pay ve paydaş sayısının arttırılması söz konusu olmadığından, bu paylar yönünden satış vaadi sözleşmesi gereğince davacı adına pay tesciline karar verilebilir. Ancak satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Somut olayda, dava konusu 1204 parsel sayılı taşınmazın vaat borçlusu ...’in murisi ... adına kayıtlı olduğu, 1500 parsel sayılı taşınmazda ise vaat borçlusu ...’in dava dışı kişilerle birlikte elbirliği halinde malik olduğu görülmektedir. Bu itibarla dava konusu taşınmazlar halen elbirliği halinde mülkiyete tabidir. Elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği için mahkemece, tescil talebinin bu gerekçe ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde değiştirilerek DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.