10. Hukuk Dairesi 2016/936 E. , 2018/10828 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-İlamsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanunu"nun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanunun 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı İcra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. İİK 50/2’nci maddesinde, Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara zaptolunur, hükmü yer almaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410-471 sayılı Kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez.
Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme, öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen, itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi zorunludur. Mahkeme bu inceleme sonucunda kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Yine, mahkemenin açıklanan yönde yapacağı inceleme ve değerlendirme bakımından kendi yetkisine yönelik bir itiraz bulunup bulunmaması da önem taşımaz. Kısaca, itirazın iptali davasını gören mahkeme, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı incelemek ve sonuçlandırmak zorundadır.
Somut olayda, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Mahkemece icra dairesinin yetkisine ilişkin itiraz incelenmiş ise de, icra dairesinin yetkisi hatalı değerlendirilmiştir. Eldeki dosyada, dosyadaki bilgi ve belgeler kapsamında yetkili icra dairesinin ... icra daireleri olmayıp ve fakat ... İcra daireleri olduğunun anlaşılması karşısında, Mahkemece işin esasına girilip davanın sonuçlandırılması gerekirken, icra dairesinin yetkisinin hatalı değerlendirilmesi sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Kabule göre de; ... icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle açılan itirazın iptali davasının usulden reddine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece davanın reddi ile dosyanın yetkili ve görevli ... icra dairesine gönderilmesine şeklinde verdiği karar hatalı olup bozmayı gerektirir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.