Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1896
Karar No: 2021/1569
Karar Tarihi: 18.03.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/1896 Esas 2021/1569 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/1896 E.  ,  2021/1569 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    KARAR
    Dava, ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, davalı ile ortak mirasbırakanları olan ...’in 107 ada 3 parsel sayılı taşınmazını akıl hastalığı nedeniyle tasarruf ehliyetini haiz bulunmadığı sırada davalının kardeşi dava dışı ... ...’na ve davacının kardeşi olan dava dışı ...’ya ½’şer hisse ile devrettiğini, bundan sonra ...’ın hissesini ... isimli şirkete, ...’in de hissesini her şeyi bilebilecek durumda olan davalı ...’e sattığını, 107 ada 3 parsel sayılı taşınmazın yanındaki 107 ada 58 parsel sayılı taşınmazla tevhidi ile oluşan 107 ada 64 parsel sayılı taşınmaz üzerine bina yapıldığını ve kat irtifakı tesis edildiğini ve 1,2,3,4 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin davalı adına kaydedildiğini belirterek, davalı adına kayıtlı bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı, muris ..."in temlik tarihinde hukuki işlem yapma ehliyetinin bulunduğunu, taşınmazı dava dışı ... ..."ndan bedelini ödeyerek iyiniyetli olarak satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece bir mirasçının miras payı oranında açtığı davanın dinlenmeyeceği gerekçesiyle verdiği davanın reddine dair karar, Dairece; ‘mirasçıların birbirleri arasındaki uyuşmazlıklarda 4721 sayılı TMK’nun 688 vd. maddelerinde öngörülen paylı mülkiyet hükümleri uygulanacağından, davacının pay oranında istekle dava açılabilmesinin mümkün olmakla işin esasının incelenmesi gerektiği’ gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalının ediniminin iyiniyetli olduğu kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ..."in maliki bulunduğu 3 parsel sayılı taşınmazını, vekâleten 29/5/1995 tarihli resmi senetle yeğenleri ... ..."na (davalının kardeşi) ve ..."ya (davacının kardeşi) satış suretiyle temlik ettiği, davalı ..."in, ..."e ait 1/2 hisseyi 29/4/2010 tarihli resmi senet ile satın aldığı, taşınmazın 1/2 hissesine malik olan..."nın da hissesini 14/5/2011 tarihli resmi senet ile ... İnş. ve Tic. Ltd. Şti."ne sattığı, davalı ... ile dava dışı ... şirketi arasında yapılan anlaşma ile 3 parsel sayılı taşınmazın, davalı ..."in maliki bulunduğu 58 parsel sayılı taşınmazla tevhidi ile oluşacak yeni parsel üzerine bina inşa edilmesinin ve yapılacak inşaatın 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümlerinin 3 ve 58 numaralı parseller karşılığı davalı ..."e bila bedel verilmesinin kararlaştırıldığı, 3 ve 58 parsel sayılı taşınmazların tevhidi ile oluşan 64 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilen binanın 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 numaralı mesken niteliğindeki bağımsız bölümleri ile 8 numaralı depo
    niteliğindeki bağımsız bölümün tamamı ile 9 numaralı depo niteliğindeki bağımsız bölümün 514/4495 hissesinin 31/5/2012 tarihli kat irtifakı tesisi sonucu davalı ... adına tescil edildiği, davalı ... tarafından 3 ve 4 numaralı bağımsız bölümlerin 4/12/2012 tarihinde satış yoluyla dava dışı ... ..."e, 5 numaralı bağımsız bölümün de aynı tarihte satış yoluyla dava dışı ..."a temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki; dava açıldıktan sonra sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usûl Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş ve 6100 sayılı HMK"nun 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usûli işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.
    Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usûl kuralına göre, mahkemece davacı yana tercih hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
    Somut olayda dava konusu 3,4 ve 5 numaralı bağımsız bölümler yargılama sırasında üçüncü kişilere temlik edilmiş olup, HMK"nun 125. Maddesi gereğince davacıya seçimlik hakkı sorulmadan davaya devam edilmesi hatalı olmuştur.
    Öte yandan, hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla Medeni Kanunun 2. maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988. ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nun 1023.maddesinde aynen "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur." şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1. fıkrasına göre "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz." biçiminde öngörülmüştür.
    Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır. Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Somut olayda mirasbırakan ..."in temlik tarihi olan 29/5/1995 tarihinde hukuki ehliyeti haiz olmadığı 23/10/2015 tarihli Adli Tıp Raporu ile benimsenmiş olup, ilk el mirasçı ..."e yapılan temlik yolsuz tescil niteliğindedir. Kayıt maliki olan davalı ... de mirasbırakanın mirasçısı ve kendisine temlik yapan ..."in kardeşi olduğundan durumu bilen veya bilmesi gereken konumunda olduğu kuşkususuzdur. Kaldı ki, dava dışı ..."nın mirasbırakan ..."in satış vaadinde bulunduğu taşınmazın adına tescili için ... mirasçıları aleyhine, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/148 Esas sayılı dosyasında açtığı ferağa icbar davasında, davalı ... davaya cevap dilekçesinde mirasbırakanın akıl hastalığı nedeniyle hukuki ehliyeti bulunmadığını beyan etmiştir. Dolayısıyla Berrin"in TMK"nun 1023. maddesi koruculuğundan yararlanması mümkün değildir.
    Hâl böyle olunca, dava konusu 3,4 ve 5 nolu bağımsız bölümler yönünden davacıya HMK"nun 125. maddesine göre tercih hakkının sorulması ve bundan sonra davalı ..."in tevhid öncesi mirasbırakana ait olan 3 numaralı parseldeki 1/2 hissesinin tevhid edilen 64 parsele yansıyan payı bilirkişiye hesaplattırılarak bu paya karşılık gelen bağımsız bölümler yönünden bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi