16. Ceza Dairesi 2017/885 E. , 2017/4347 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, 2911 sayılı Kanuna aykırılık, 6136 sayılı Kanuna aykırılık, Görevi yaptırmamak için direnme
Hüküm : Sanığın 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK"nın 62, 53, 58/6-7-9, TCK’nın 314/3, 220/6. maddeleri yollamasıyla TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 220/6, 62, 53, 58/6-7-9, 2911 sayılı Kanunun 33/1, TCK"nın 62, 53, 58/6-7-9, 6136 sayılı Kanunun 15/1 TCK’nın 62, 52/2, 53, 58/6-7-9 ve TCK’nın 265/1-3, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/6-7-9 ve 54. maddeleri gereğince mahkumiyet ve müsadere
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararı dikkate alınarak TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan hüküm kurulurken öncelikle temel ceza tayin edilip sonrasında TCK’nın 220/6. maddesi gereğince indirim uygulandıktan sonra 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden, görevi yaptırmamak için direnme suçunu silahtan sayılan taşla işlediği anlaşılan sanık hakkında TCK’nın 265/4. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II-6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak,
1-6136 sayılı Kanuna aykırılık suçunun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmediğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulamasının TCK’nın 58/6-7. maddeleri gereğince yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararı dikkate alınarak TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasının gözetilmesi lüzumu,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların CMUK 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün 7. maddesinin ilk satırındaki "9" ibaresinin hükümden çıkarılmasına ve hükümdeki TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlarının bütünüyle çıkarılarak yerine "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-2911 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükme gelince;
1-Sanığa yüklenen suçun tarihi, işlenme yöntemi ve temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre; hükümden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında kaldığı ve anılan maddenin birinci fıkrasının "b" bendinde yer alan "kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir" şeklindeki düzenleme ve Dairemizce de kabul edilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.09.2014 tarih, 96-375 ile 147-36 sayılı ve 11.07.2014 tarih, 386-353 sayılı kararı karşısında kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Kabule göre, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararı dikkate alınarak TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasının gözetilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 07.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.