......

Dava, haczin kaldırılması ile yaşlılık aylığından yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamı incelendiğinde, dava dışı limited şirkete ait borçların tahsili için 1479 sayılı yasa kapsamında 01.05.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı alan davacının aylığına 13.03.2015 tarihinden itibaren haciz konulduğu, kurum işleminin iptali ve yapılan kesintilerin iadesi istemli açılan işbu davada mahkemece uyulan bozma ilamı sonrası, davacının şirket ortaklığından dolayı doğan borçların 1997 ile 2002 yılları arasında çeşitli dönemlerde tahakkuk ettiği, borçların tahakkuk ettiği dönemde 1479 sayılı Yasanın 67/1 maddesinin yürürlükte olduğu ve söz konusu yasaya göre Bağ-Kur aylıklarının nafaka borçları dışında haczi mümkün olmadığından, davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Somut olaydaki öncelikli uyuşmazlık, prim borcu nedeniyle konulan haczin kaldırılıp kaldırılamayacağı hususunda hangi mevzuata göre değerlendirme yapılacağına ilişkin olup, 5510 sayılı ........ 01.10.2008 günü yürürlüğe giren “Devir, temlik, haciz ve Kurum alacaklarında zamanaşımı” başlıklı 93. maddesinde, "sigortalıların aylıklarının, 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği" hüküm altına alınarak, Kuruma, 88. madde kapsamındaki alacakların takip ve tahsilinde yaşlılık aylıkları üzerinde haciz işlemi uygulayabilme olanak ve yetkisi verilmiştir. Belirtilmelidir ki; “Primlerin Ödenmesi” başlığını taşıyan 88. maddede, kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası üzerinden ödenecek primler hakkındaki düzenlemeler yer almakta olup, bu kapsamda süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacakların Kurum tarafından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Yasa hükümleri gereğince tahsil edileceği belirtilmektedir.
Her kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlaması ve bu tarihten sonra meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanması gerektiği temel kuralı karşısında (aksine bir hükmün ilgili kanunda ayrıca düzenlenmemesi de gözetilmek suretiyle), somut olayda, davaya konu haciz (işlem) tarihi olan 13.03.2015 tarihi itibariyle yürürlükte olan yasal mevzuat gereğince (5510 sayılı Yasanın 93. maddesi) değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

......