21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/16047 Karar No: 2015/17965 Karar Tarihi: 08.10.2015
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/16047 Esas 2015/17965 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesini istemiştir. Mahkeme, davalıların kusurlarını ve işverenin sağlık ve güvenlik önlemlerini yeterince almamasını dikkate alarak manevi tazminat tutarını belirlemiştir. Ancak, Daire tarafından bozma ilamına uyulmadığı ve hükmedilen tazminatların halen fazla olduğu belirtilerek hüküm bozulmuştur. Bu kararın temel gerekçesi, hakimin takdir hakkını kullanırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, kusur durumu ve olayın ağırlığı gibi faktörleri göz önünde bulundurarak adalete uygun bir tutar belirlemesi gerektiğidir. Mülga B.K'nun 47. maddesi ve yürürlükteki T.B.K'nun 56. maddesi de manevi tazminat konusunda uyulması gereken kanun maddeleridir.
21. Hukuk Dairesi 2015/16047 E. , 2015/17965 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 13. İş Mahkemesi TARİHİ : 20/04/2015 NUMARASI : 2015/146-2015/389
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılar vekillerince ve İhbar Olunan tarafından temyiz edilmesi ve İ.. Ü.. vekili tarafından duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Davanın ...Sigorta AŞ"ne ihbar edildiği, ihbar olunanın davada taraf olmadığı, dolayısıyla kararı temyiz etme hakkı bulunmadığından Axa Sigorta AŞ"nin temyiz taleplerinin reddine, 2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 3-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemlerin kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından sigoralının ölümüne neden olan iş kazasının meydana gelişinde davalı üniversitenin %20, davalı doğalgaz dağıtım şirketinin %80 oranında kusurlu oldukları, müteveffa sigortalının ise kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370) Bu ilkeler gözetildiğinde, her ne kadar yerel mahkeme tarafından Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de hükmedilen manevi tazminatların halen fazla olduğu, bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılar ve ihbar olunan"a iadesine, 08/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.