Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/13290 Esas 2015/17960 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13290
Karar No: 2015/17960
Karar Tarihi: 08.10.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/13290 Esas 2015/17960 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, murisinin iş kazası sonucunda ölümünden kaynaklanan manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkeme, davalılardan E, A.H, ve A.. Madencilik AŞ hakkındaki dava talebinin reddedilmesine karar verirken diğer davalılar açısından talebin kısmen kabul edilmesine hükmetmiştir. Ancak, mahkeme işverenlerin kusuru ve tazminat miktarının belirlenmesi konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği konusunda yanılmıştır. İş kazasına dair olguların, kusur raporları ve mahkumiyet hükümleri göz önünde bulundurularak İş Kanunu'nun 77. ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği'nin öngördüğü önlemlerin varlığı incelenmeli ve karara bağlanmalıdır. Sonuç olarak, mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan hüküm bozulmalıdır. Kanun maddeleri ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74. maddesi ve 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 53. maddesidir.
21. Hukuk Dairesi         2015/13290 E.  ,  2015/17960 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Yahyalı Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    TARİHİ : 14/11/2013
    NUMARASI : 2012/104-2013/248


    Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacılar ve davalılardan M.. K.. vekillerince ve M.. B.. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davalılar E,, A.H,ve A.. Madencilik AŞ hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar açısından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; mahkemece olaya ilişkin kusur raporu aldırılmadığı, dosyadaki gerçek kişi davalıların tamamının aynı olaya ilişkin ceza dava dosyasında sanık olarak yargılandıkları, ceza aldıkları, bu cezanın Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından onanmasına karar verilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 74. maddelesine göre hukuk hakimi zarar verenin kusuru olup olmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa dair hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, kusurun takdiri ve zarar miktarının belirlenmesi konusunda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değildir. Ancak Ceza Mahkemesinin mahkumiyet kararındaki, fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi olaya ilişkin kabul, hukuk hakimini de bağlar. Aynı şekilde 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi de bu düzenlemeyi içermekte idi.
    Öte yandan, işverenin, tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; İş Kanunun 77 ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin öngördüğü önlemlerin işyerinde olup olmadığının saptanması ile mümkündür. Bu yön ise, başka bir anlatımla, işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile tespit edileceği yönü tartışmasızdır. Oysa, mahkemenin hakimlik mesleğinin gerektirdiği, genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olmayan, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konuda bilirkişiye gitmeden bilirkişi yerine geçerek sorunu çözümlediği açık-seçiktir.
    Yapılacak iş, ceza dava dosyasında kesinleşen maddi vakıa, kusur raporları ve sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin dikkate alındığı, işçi sağlığı iş güvenliği konularında uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden, İş Kanunun 77. ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği hükümleri göz önünde tutularak yöntemince rapor almak, alınan raporu mevcut delillerle birlikte değerlendirmek ve oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 08/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.