Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2202
Karar No: 2021/1565
Karar Tarihi: 17.03.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/2202 Esas 2021/1565 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/2202 E.  ,  2021/1565 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Davacı, kesinleşmiş cebri satış ihalesi sonucu 428 parsel sayılı taşınmazda alacağına mahsuben satın aldığı 11/20 oranındaki payın, Tapu Müdürlüğünce 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmü gerekçe gösterilerek intikal ve tescil işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek idarenin işleminin iptalini ve bu paya ilişkin olarak tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Davalı, 5403 sayılı Kanunun 5578 sayılı Kanun ile değişik 8. maddesi gereğince işlemin yapıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    İdarenin işleminin hukuka uygun olmadığı, cebri icra yolu ile taşınmaz satışını engelleyecek bir hüküm bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, “... kişinin cebri satış sonucu edindiği payın adına tescil edilmesi taşınmazın bölünmesi sonucunu doğurmayacağı gibi 5403 sayılı Yasa kapsamında da değerlendirilmeyeceği sonucuna varılmaktadır. Aksi düşünce tarzının bir yandan T.M.K."nun 705.maddesi uyarınca cebri satış ile mülkiyetin geçtiği ve bu yolla edinilen taşınmazın nef"i ve hasarının alıcıya ait olduğu kabul edilirken, diğer taraftan tapuda tescil yapılmayarak mülkiyet hakkından yoksun bırakılması, yasayla tanınmış olan anılan düzenlemenin istismarını oluşturan bu yasal hakkın uygulanmaması yoluyla hukuki güvenlik ilkesi zedelendiği gibi, bunun yanında kamu vicdanı ve hukuk devleti ilkelerine aykırı bir sonuç ortaya çıkacaktır. Tüm bu nedenlerle davanın kabulü doğrudur. Ancak, ... idari işlemin iptaline karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle düzeltilerek onanmış; davalının karar düzeltme istemi üzerine yapılan inceleme sonucunda Dairece, “ ...Buna göre, 5578 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 09.02.2007 tarihinden sonra 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uyarınca tarım arazilerinden yapılacak her türlü cebri satışlarda 5578 sayılı Kanun ile değişik 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde yer alan sınırlandırmalara uyulması gerektiği sabittir...Bu açıklamalar karşısında somut olay değerlendirildiğinde, dava konusu 17.687,00 m² yüzölçümününde ki taşınmazın niteliğinin mutlak tarım arazisi olduğu, cebri ihale ile yapılan satışın taşınmazın 11/20 payına yönelik bulunduğu, arazinin büyüklüğü itibari ile hangi sınıf arazi olursa olsun hiç bir halde pay satışının mümkün olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle 16.04.2014 tarihinde hüküm bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 428 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın 11/20 payının, 04.12.2009 tarihli cebri ihale ile davacıya satışının yapıldığı ve ihalenin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; cebri icra sonucu davacı adına tescile engel olan 5403 sayılı Kanunun
    5578 sayılı Kanunun 2.maddesiyle değişik 8.maddesi 30.04.2014 tarihinde 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile değiştirilmiş olup ""taşınmazlardaki pay ve paydaş adedi arttırılamaz"" hükmüne yer verilmiş ve bir önceki yasadaki engel durum 6537 sayılı Kanun ile ortadan kaldırılmıştır. Somut olayda, taşınmazın sadece 11/20 payı cebri satışa konu edildiğine göre pay ve paydaş adedinin arttırıldığından söz edilemez. Ne var ki, tapu iptali ve tescil davalarının kayıt maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur. Hal böyle olunca, kayıt maliki ...’ın davada yer alması sağlandıktan sonra 5403 Sayılı Kanunda 6537 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik gözetilmek suretiyle bir karar verilmek üzere karar bozulmalıdır." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm davacıya 15.03.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise 27.04.2015 günü verilmiştir.
    Tebliğ günü ile temyiz tarihi arasında 15 günden fazla süre bulunduğundan davacı’nın temyiz dilekçesinin 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. mad. yollamasıyla 1086 s. HUMK’nun 432/4 maddesi ve 01.06.1990 tarih 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca SÜREDEN REDDİNE,
    Davalı vekilinin temyizine gelince;
    Hemen belirtilmelidir ki; bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar.
    Ne var ki; mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen,kayıt maliki olan ...’ın davada yer almasının sağlanmaması ve tapu kayıt maliki olmayan tapu sicil müdürlüğü üzerinden tescil hükmü oluşturulması isabetsizdir.
    Hal böyle olunca, kayıt maliki ...’ın davada yer alması sağlandıktan sonra 5403 Sayılı Kanunda 6537 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik gözetilmek suretiyle bir karar verilmek üzere karar bozulmalıdır.
    Davalının bu yöne değinen ve yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi