Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK‘nın 89/4, 22/3, 62, 53/1-6 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca mahkumiyet


Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...‘ın ... plaka sayılı aracıyla çalışma nedeniyle gidiş gelişin tek yol üzerinden çift şeritli olarak sağlandığı trafiğe açık olan yolda kendi şeridinde seyir halindeyken, seyir pozisyonuna göre sol tarafta yapım çalışması devam eden yola girmek için sola doğru manevra yaptığı ve yola giriş yapmak istediği sırada, karşı yönden kendi şeridinden seyretmekte olan mağdur ...‘ın kullandığı, mağdur ...‘un yolcu olarak bulunduğu motosiklete aracının ön kısmıyla çarptığı, çarpma sonrasında motosiklette yolcu olarak bulunan mağdur ...‘un basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde, motosiklet sürücüsü mağdur ...‘ın ise geçici rapora göre hayati tehlike ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandıkları olayda,
Kazanın oluşu ve sanığın yola giriş şekliyle ilgili kaza tespit tutanağında herhangi bir bilginin yer almadığı, sanığın kusur durumunu ortaya koyar nitelikte bir bilirkişi raporunun da bulunmaması karşısında; maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla sanık olay sırasında motosiklet sürücüsü ... ve yolcu olarak bulunan ... ’un katılımıyla kaza yerinde keşif icra edilerek kazanın gerçekleşme biçimi saptandıktan sonra sanığın kusur durumunun mahkemece belirlenebilmesi amacıyla oluşa uygun biçimde bilirkişi raporu tanzim edilmesi sağlanarak sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin tartışılması gerektiği gözetilmeden sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Trafik kazasında 13.06.2013 tarihli Viranşehir Devlet Hastanesinden alınan rapora göre mağdur ..."un basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaralandığının belirtildiği, 13.06.2013 tarihi itibariyle 15 yaşından küçük olan mağdur adına şikayet hakkının ve kamu davasına katılma yetkisinin, mağdurun kanuni temsilcisi olan babasına ait olduğu, müştekinin soruşturma evresinde CMK"ın 234. maddesindeki yasal hakları hatırlatılarak alınan ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığını beyan ettiği, bu beyanını 09/12/2014 tarihli duruşmada da tekrarladığı, trafik kazasında yaralanan iki kişiden biri olan mağdur ..."un yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde olması ve şikayetçi olunmaması nedeniyle olayda sanığın sadece ...’ın yaralanmasından sorumlu tutulup, 5237 sayılı TCK"nın 89/1. maddesi gereğince değerlendirme yapılması gerekirken, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Trafik kazasında yaralanan mağdur ...’ın kati raporu alınarak, yaralanmasının nitelikli olması durumunda sanığın kusur durumuna yönelik yapılacak keşif sonucuna göre; taksirle yaralama suçunun 5237 sayılı TCK"nın 89/5. maddesi uyarınca takibinin şikayete tabi olduğu, bilinçli taksir halinde ise TCK’nın 89/1. maddesi kapsamındaki yaralanma şikayete tabi olmasına rağmen 89. maddenin ikinci ve üçüncü fıkrası kapsamındaki yaralanmanın aynı Kanunun 89/5. maddesi uyarınca şikayete tabi olmadığı gözetilerek, uzlaşma hükümlerinin de değerlendirilmesi sonucu sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Suçtan zarar gören ve suç tarihi itibariyle 15 yaşını doldurmayan mağdur ... ve 15 yaşını doldurmuş olup 18 yaşından küçük olan mağdur ...’a CMK"nın 234/2. maddesi gereğince istemi olmaksızın vekil atanma zorunluluğu bulunmasına rağmen, kovuşturma aşamasında yaşı küçük mağdurlara vekil atanmadan hüküm kurulması,
4-Sanık hakkında ek savunma hakkı verilmeksizin TCK"nın 53/6. maddesi uyarınca sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilerek CMK"nın 226/2. maddesine aykırı davranılması,
5-5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden anılan madde ile sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi ve halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.