Esas No: 1992/3226
Karar No: 1995/4872
Karar Tarihi: 25.10.1995
Danıştay 10. Daire 1992/3226 Esas 1995/4872 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bahailiğin nüfus aile kütüğündeki din bölümüne yazılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığına karar verilmiştir. Nüfus Yasasının 43. maddesi, aile kütüğüne dinin yazılmasını öngördüğü için Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur. Anayasa Mahkemesi ise, söz konusu maddeye dair zorlayıcı bir niteliğin bulunmadığını ve sadece kişinin özgün durumunun kamu yararı, kamu düzeni ve sosyal gereksinimlerle ilgili olarak göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtmiştir. Davacının Bahailiğinin aile kütüğüne yazılamayacağına hükmedilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 1587 Nüfus Yasasının 43. ve 46. maddeleri anılmaktadır.
Daire : ONUNCU DAİRE
Karar Yılı : 1995
Karar No : 4872
Esas Yılı : 1992
Esas No : 3226
Karar Tarihi : 25/10/995
BAHAİLİĞİN, NÜFUS AİLE KÜTÜĞÜNÜN "DİN" BÖLÜMÜNE YAZILMAMASINDA HUKUKA AYKIRILIK OLMADIĞI HK.
Dava; davacının, nüfus aile kütüğündeki "dini" bölümüne … dininin işlenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin 1.2.1989 gün ve 4079 sayılı ... İlçesi Nüfus Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Açılan bu dava sonunda … Nolu İdare Mahkemesince; 1587 Nüfus Yasasının 43.maddesi hükmü ile aile kütüklerinin kapsamının tayin edildiği ve tarikat, mezhep ifade eden terime yer verilmediği, aile kütüğüne ancak aile fertlerinin dinlerinin yazılabileceğinin öngörüldüğü, davacının aile kütüğünün "dini" bölümüne yazılmasını istediği Bahailiğin müstakil bir din olmadığı hususunun 8.1.1992 tarihli ara kararı ile Diyanet İşleri Başkanlığı'na sorulduğu, ara kararına cevaben gönderilen 21.2.1992 tarih ve 203 sayılı yazıda; Bahailiğin müstakil bir din değil batıl bir tarikat olarak değerlendirilmesinin uygun olacağı, Yargıtay...Ceza Dairesi kararında da … bir din olmadığı, bir tarikattan ibaret olduğunun kabul edildiğinin bildirildiği,kesinleşen yargı kararlarına ve Diyanet İşleri Başkanlığı araştırmalarına göre müstakil bir din değil, bir tarikattan ibaret bulunduğu anlaşılan …, davacının aile kütüğündeki dini bölümüne yazılmamasına ilişkin işlemde mevzuata aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülen anılan Mahkemenin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Kurulumuzca, uyuşmazlığın kaynaklandığı Nüfus Yasasının 43.maddesinin aile kütüğüne dinin yazılmasını öngören hükmünün, bireye dini açıklama zorunluluğunu getirdiği, bireyin özel ve kişiye özgü durumunu saklı tutma hakkını ve din özgürlüğünün dinini açıklama öğesini ortadan kaldırdığı, Cumhuriyetin temel ilkelerinden biri olan laiklik ilkesini zedelediği gerekçeleriyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur.
Anayasa Mahkemesince verilen 21.6.1995 gün ve 1995/16 sayılı karar ile; iptali istenilen hükmün Anayasanın 24.maddesinde ifadesini bulan dini inanç ve kanatlerini zorla açıklanmaması ve dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kişinin kınanmaması ve suçlanmaması ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı, dini inanç ve kanatleri yönünden herhangi bir
zorlama olmadığı gibi, bir kınama ve suçlama da sözkonusu olmadığı, kişi aile kütüğünde yazılı dini tamamen sildirmek isterse yada din olarak kabulü olanaksız bir düşünceyi din olarak yazdırmak isterse o zaman Nüfus Yasasının 46.maddesine göre ilgili yargı kuruluşuna başvurarak gerekli kararı alabileceği ve alınan bu kararın idarece aile kütüğüne işleneceği, sözkonusu 43.maddenin zorlayıcı nitelikte hiçbir hüküm içermediği, nüfusa kaydolunurken kişinin, Anayasanın öngördüğü anlamda dini inanç ve kanatlerinin değil, sadece kişinin özgün durumu yönünden kamu yararı,kamu düzeni ve sosyal gereksinimlerle ilgili olarak gözönünde bulundurulmak üzere dininin ne olduğunun açıklanmasının sözkonusu olduğu, bu kuralın da zorlayıcı bir niteliği ve zorlama ile bir ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle Anayasaya aykırı olmadığına karar verilmiştir.
Bu durumda davacının aile kütüğüne yazılmasını istediği "…" Nüfus Yasasının 43.maddesine göre aile kütüğüne yazılabilecek nitelikte olup olmadığının saptanması gerekir.
Davalı idare tarafından İçişleri Bakanlığının Genelgesi uyarınca ancak Hıristiyanlık, Musevilik ve İslam dinine mensup olanlarının dinin yazılacağı belirtilmektedir. Bu durumda, Musevilik, Hiristiyanlık ve Müslümanlık gibi Semavi dinler dışında kalan davacının düşüncesinin nüfus aile kütüğüne yazılmamasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49.maddesine uygun bulunmayan davacının temyiz isteminin reddine, … Nolu İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının yukardaki gerekçelerle onanmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.