Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, tekerrüre esas alınan ilamdaki mahkumiyet hükmünün kesin olmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki (4) nolu bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek; yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Katılanların iddiası ve tanık anlatımlarına göre, sanığın elindeki bıçağı sağa sola savurarak katılanlara hitaben “sizi buradan kaldıracağım, öldüreceğim, mahvedeceğim,” şeklinde sözler söylemesi karşısında, sanığın eyleminin TCK’nın 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususunda delilleri değerlendirme ve davaya bakma görevinin asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla hükümlülük kararı verilmesi, 2-Kabule göre de; a-Sanığın katılanlar bir arada bulundukları sırada sinkaflı sözlerle hakaret ettiğinin kabul edilmesi karşısında, TCK"nın 43/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan yetersiz gerekçeyle müşteki sayısınca iki kez mahkumiyet hükmü kurulması, b-Katılanlara ait genel adli muayene raporlarında basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralandıklarının belirtilmesi karşısında; sanığın kasten yaralama eylemini bıçakla gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve yaralama suçunun ne suretle teşebbüs aşamasında kaldığı açıklanıp tartışılmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve sanık ..."ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken karşı temyiz olmadığından1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 05/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.