9. Hukuk Dairesi 2021/3184 E. , 2021/7389 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/05/2012 tarihinden beri davalı şirket nezdinde çalıştığını, her sabah saat 05:00-19:00 saatleri arasında çalışmasını sürdürdüğünü, haftada bir kez 22:30"a kadar çalışmakta olduğunu, pazar günleri çalışma olmadığını, yıllık ücretli izinleri tam olarak kullandırılmadığını, iş sözleşmesinde ilk yıl 1.400,00 TL, 2. yıl için 2.600,00 TL, 3. yıl için 2.800,00 TL ücret farkının ödenmediğini, toplam ödenmeyen ücret farkının 6.800,00 TL olduğunu, müvekkiline zorla istifa dilekçesi imzalatmak suretiyle işine son verilmek istendiğini, bu münasebetle müvekkilinin ... 1. Noterliği"nin 12/12/2014 tarihli ve 11673 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iş sözleşmesini fesh ettiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 01/08/2012 tarihinden başlayarak şoför olarak çalışmakta iken işe devam etmek istemediğini beyan ettiğini, akabinde de işe gelmeyerek devamsızlık yaptığını, bu nedenle iş sözleşmesinin 4857 Sayılı Kanunun 25/II-G hükmü gereğince fesh edildiğini, ihbar süresi de geçtikten sonra işe başlamamış olması nedeniyle 14/12/2014 tarihinde işten çıkışının yapıldığını, aynı zamanda davacının bu hareketiyle işletmenin zarara uğramasına sebep olduğunu, davacının brüt ücretinin 1.500,00 TL olduğunu, fazla çalışma ve mesai yapılmış olması halinde bu bedellerin de kendisine ödendiğini, ihtrazı kayıt koymaksızın imzaladığı ücret bordroları ile bu durumun sabit olduğunu, ekte sunulan belge ve kayıtlar doğrultusunda davacının haftanın 6 günü sabah 07:30-16:30 saatleri arasında çalıştığını, bir gün hafta tatili olduğunu, 1 saat yemek molası, 15"er dakikadan 30 dakika çay molası yapıldığını, bayram ve genel tatillerde çalışma olmadığını, davalı nezdinde fazla çalışma yapılmadığını, her türlü çalışma ücretinin davacıya ödendiğini, dava dilekçesinde beyan ve talep edilen sözleşmeye dayalı alacak taleplerini kabul etmediklerini davalı şirket ile aktedilmiş bir sözleşme olmadığını, davacının iş akdi fesh edilerek bu durumun davacıya ... 1. Noterliği"nin 23/12/2014 tarih ve 07257 yevmiye numaralı ihtarname ile bildirildiğini, gerçekleştirilen feshin yasal tüm unsurları taşımakla birlikte davacının davalı şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacı tarafın alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı olarak fesh edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, Dairemizce tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile, davacının iş sözleşmesi uyarınca ilk iki yıl için 5.000,00 TL, 4 ay 11 gün çalıştığı üçüncü yıl için 1.005,00 TL olmak üzere toplam 6.005,00 TL ücrete hak kazandığı, davalı tarafından ödemeye ilişkin belge sunulmadığı anlaşıldığından buna yönelik talebin 6.005,00 TL için kabulü gerekirken tümden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile bozulmuştur. Bozmaya ilamına uyan mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin ile ücret alacağının kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/ bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
Somut olayda; Dairemiz bozma ilamı üzerine mahkemece 23.03.2020 tarihli tensip zaptı ile taraflara duruşma günü bildirir davetiyelerin gönderilmesine, bozma ilamına uyulup uyulmama konusunun duruşmada dikkate alınmasına karar verilerek 22.04.2020 tarihine duruşma günü bırakılmıştır. Covid 19 kapsamında alınan tedbirler sebebi ile duruşma gününden önce 02.04.2020 tarihinde mahkeme resen celse açarak; Hakimler ve Savcılar Kurulu"nun 30.03.2020 tarihli Genel kurul Kararı ile duruşmaların 30.04.2020 tarihi dahil ertelenmesine karar verildiğinden, ileride oluşabilecek yeni duruma göre yeniden değerlendirilmek üzere duruşmanın 13.05.2020 tarihine ertelenmesine, duruşma gün ve saatinin taraflara bildirilmesine karar vermiştir. Akabinde 13.05.2020 tarihinde açtığı ikinci celsede ise; Hakimler ve Savcılar Kurulu"nun 30/04/2020 tarihli Genel Kurul Kararı ile acil ve ivedi işler dışındaki duruşmaların ertelenmesine karar verildiği, dosyada toplanacak ve araştırılacak başka herhangi bir delil bulunmadığından dosyanın bu haliyle tekemmül ettiği, bu bağlamda duruşmanın ertelenmesinin yargılamaya herhangi bir katkısı olmayacağı, dava konusu hakkın, süresinde tecelli etmesine de engel teşkil edeceği, bu nedenle de tekemmül eden işbu dava dosyasının acil ve ivedi işlerden sayıldığı, basit yargılama usulü ve usul ekonomisi ile yargıda hedef süre uygulaması hususu da dikkate alındığı gerekçesi ile bozma ilamına uymak sureti ile tarafların beyanları alınmadan hüküm kurmuş ise de yerinde olmamıştır. Hakimler Savcılar Genel Kurulu’nun 30.03.2020 tarihli Covid 19 kapsamında ilave tedbirler konulu yazısı ile Tutuklu (yasal zorunluluk nedeniyle sadece tutukluluğun degerlendirilmesi yönünden) ve acil işler, dava zamanaşımı yakın olan soruşturma ve kovuşturma dosyaları, yürütmenin durdurulması istemleri ile ivedi sayılacak diğer iş ve işlemler haricindeki ilk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemelerine ait duruşma, müzakere ve keşiflerin 30/04/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar ertelenmesine karar verilmiş ardından yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla getirilen durma sürelerinin, 15/6/2020 tarihine kadar uzatılmasına ilişkin 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararının Resmî Gazete’de yayımlanması üzerine, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu, 30/4/2020 tarihinde, olağanüstü gündemle toplanarak Genel Kurulun 30/3/2020 tarihli ve 2020/51 sayılı kararı ile belirlenen tedbirlerin 15/6/2020 ( bu tarih dâhil) tarihine kadar aynen uygulanmasına devam olunmasına karar verilmiştir.
Hal böyle iken Covid 19 kapsamında alınan ilave tedbirler sebebi ile 15.06.2020 tarihine kadar duruşmaların ertelendiği dönemde acil ve ivedi işlerden olmadığı halde 13.05.2020 tarihinde duruşma yapılmak sureti ile taraflardan bozma kararına karşı beyanları da alınmadan, itiraz hakkı tanınmadan yukarıda açıklanan ilkelere aykırı şekilde hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek karar verilmesi hukuka aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.