
Esas No: 2014/6228
Karar No: 2014/5862
Karar Tarihi: 23.09.2014
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/6228 Esas 2014/5862 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2013/25-2013/247
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin oğlu M.. H.. davalı kooperatiften çektiği krediyi ödeyemeden vefat ettiğini, kredi sözleşmesinde kefalet limiti belli olmaksızın kefil olarak imzası bulunması nedeniyle müvekkilinin kefilliği geçersiz olduğu halde müvekkili ve diğer kefiller aleyhine icra takibi yapıldığını, müvekkilinin icra takip dosyasına 15.600.00 TL ödeme yaptığını, diğer kefil de ödeme yaptığı halde davalı tarafın halen takip borcunun kapanmadığını bildirdiğini ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tesbiti ile müvekkilinden tahsil edilen 15.600.00 TL"nin avans faiziyle birlikte davalıdan istirdadını, şayet borcu var idiyse borç miktarının tesbiti ile %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl borçlunun borcu ödememesi nedeniyle davacı ve diğer kefiller aleyhine takibe devam ettiklerini, yargılama sırasında takibe konu alacağın tamamının ödendiğini, davanın konusuz kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen en son tarihli bilirkişi raporuna göre; kredi borçlusunun takipten evvel vefatı nedeniyle kefiller aleyhine takibe devam edildiği, kefil olan davacının 10.150,00 TL, dava dışı diğer kefil R.. D. 11.460,00 TL"yi icra dairesine ödediğinden takip borcunun ödeme nedeniyle sona erdiği gerekçesiyle, menfi tesbit davasının kabulüne, alacağın likit olmaması nedeniyle inkar tazminat isteminin reddine, ancak davacının icra dairesine en son 15.06.2009 tarihinde ödeme yaptığı ve dava tarihi itibarıyla İİK"nın 72/7. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından istirdat davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz istemiştir.
İcra dosyasına yapılan ödemelerle borcun ifa nedeniyle sona erdiği anlaşıldığına göre; dava, istirdat davası niteliğinde olup, mahkemece hükmün gerekçe kısmında ve hüküm fıkrasında menfi tesbit istemine ve inkar tazminatına ilişkin gerekçe oluşturularak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Öte yandan gerekçeli karar başlığında davalı kooperatifin "S.S. ... Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi" olan unvanının yanlış yazılması, 25.06.2013 olan karar tarihinin 26.06.2013 olarak yazılmış olması, davada bankanın taraf olmadığı gözden kaçırılarak hüküm fıkrasında " davalı bankaya " ibaresinin kullanılması, HMK"nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen mahkemece her zaman düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi..