15. Ceza Dairesi 2017/9276 E. , 2019/11507 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık, hırsızlık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 5237 sayılı TCK"nın 158/1-j-son, 141/1, 207/1, 62/1, 52/2, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık, hırsızlık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında sadece nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak suç tarihinin yazıldığı, sanığın üzerine atılı hırsızlık ve özel belgede sahtecilik suçuna ilişkin suç tarihlerinin karar başlığına eklenmesi hususu mahallince düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık hakkında sahte oluşturduğu sürücü belgesiyle katılan adına telefon hatları çıkarıp kullanması şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle zamanaşımı süresince kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu yönünden kamu davası açılması mümkün görülmüştür.
Sanığın TEB Bayramyeri şubesinde kredi sözleşmesi imzaladığı ve bu eylemi yönünden özel belgede sahtecilik suçundan açılmış kamu davasının bulunmasına rağmen yerel mahkemece karar verilmediği, bu belge yönünden özel belgede sahtecilik suçundan zamanaşımı süresi içerisinde hüküm verilmesi mümkün görülmüştür.
T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülerek yapılan incelemede;
Sanığın katılan ... ile aynı işyerinde çalıştığı, katılan ...’in işyerine ait kamyonu kullandığı sırada ehliyetinin kamyonda bulunan takograf makinasında takılı olduğu, kamyonun kapısının açık olduğu sırada sanığın kamyona girerek katılana ait ehliyeti çaldığı, daha sonra ehliyetteki katılana ait resmi çıkararak kendi resmini yapıştırdığı, bu ehliyet ile TEB Bayramyeri şubesine giderek katılan adına 6.200 TL tutarında kredi çekerek kullandığı, ayrıca yine katılana ait ehliyet ile Vodafone ve Turkcell operatörlerinden telefon hatlarını katılan adına sahte imza atarak aldığı ve faturalarını ödemediği, bu suretle sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği somut olayda;
1-Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde belirtilen nitelikli hallerde suçtan elde edilen haksız menfaati belli ise; TCK"nın 52. madde hükmü de gözetilmek sureti ile haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel adli para cezası aynı Kanun"un 61. maddesi uyarınca gün olarak belirlenerek artırım ve indirimler gün üzerinden yapıldıktan sonra, ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı 52/2. madde hükmü gereğince 20-100 TL arasında takdir edilecek miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerekirken, sonuç ceza da doğrudan elde edilen haksız menfaatin iki katı esas alınmak suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasında adli para cezasına ilişkin bölümde yer alan "5 gün" ,"4 gün", "80 TL" ve "12.400 TL" ibareleri çıkartılarak yerine "620 gün","516 gün" ve "10.320 TL" ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanığın hırsızlık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde;
Sanığın hırsızlık eylemini üzerine atılı diğer suçlarla ile birlikte aynı zaman ve aynı mekanda gerçekleştirmediği dolayısıyla hırsızlık eylemi ile ilgili uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu anlaşıldığından, sanığa yüklenen fiilin uzlaşma kapsamında kalan basit hırsızlık suçuna temas etmesi ve hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
3-Sanığın özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde;
Sanığın, katılana ait sürücü belgesini kullanarak Vodefone ve Turkcell operatörlerinden abonelik sözleşmesi düzenlemesi şeklindeki eyleminin, 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ön ödemeye tabi olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. ve 63/10. maddelerindeki suçu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfının özel belgede sahtecilik olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.