23. Hukuk Dairesi 2014/7148 E. , 2014/5850 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Akşehir İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2013/49-2013/57
Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan M.. B.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Şikayetçi vekili, borçlu O..Ö.. ait aracın 19.700,00 TL bedelle satıldığını, alacaklı M.. B.."a ait Akşehir 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/1279 Esas sayılı dosyasından 02.05.2013 tarihinde sıra cetveli düzenlendiğini, sıra cetveli düzenlenmeden önce iştirak talebinde bulunmalarına rağmen, iştirak talebinin İİK"nın 100/2 maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, ilama dayalı icra takibinde, haciz tarihi sonra olsa bile, dava tarihinin önce olması durumunda ilama dayalı alacağın ilk hacizle birlikte ihale bedeline iştirak ettirilmek zorunda olduğunu, müvekkilinin alacağının ilama dayalı olduğunu, dava tarihinin 26.09.2006, karar tarihinin 28.06.2010 olduğunu, araç üzerindeki ilk haciz tarihi 16.03.2012 olsa da, müvekkilinin alacağının ilk hacze iştirak ettirilmesi gerektiği halde, icra müdürlüğünün yasaya aykırı davrandığını ileri sürerek, sıra cetvelinde müvekkilinin alacağının ilk hacze iştirak ettirilmemesine yönelik kararın iptalini talep ve şikayet etmiştir.
Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda verilen kararda, alacak ilama dayalı ve ilk haciz ilamsız takipse hacze iştirak edecek alacaklının alacağının ilk haciz sahibi alacaklının takip talebinden önce olması veya ilama dayalı ise davanın açıldığı tarihten önce doğmuş olması ve bunun İİK"nın 101. maddesinde belirtilen belgelerle ispatının gerektiği, somut olayda ilk haczin ilamsız takibe dayalı olup, takibe 2010 yılında başlandığı, hacze iştirak etmek isteyen şikayetçinin dayanak ilamının dava tarihinin 2006 olduğu, niteliği itibariyle iştirak yönünden ilamın kesinleşmesinin aranmadığı gözönüne alındığında, şikayetçinin İİK"nın 100. maddesindeki hacze girme koşullarının oluştuğunun kabulü gerektiği, İcra Dairesi"nin kararında belirtilen alacağın niteliğinin, hacze iştirak yönünden kabule şayan olmadığı gerekçesinin ise imtiyazlı iştirak yönünden önem arzettiği, adi iştirak açısından alacağın niteliğine bakılmayıp, yasada belirtilen süre ve belge koşullarının olup olmadığı açısından önem taşıdığı gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile Akşehir 2.İcra Müdürlüğü"nün 2010/1279 Esas sayılı dosyasındaki müşteki Ahmet Lütfi Börekçioğlu"nun takip dosyasında hacze iştirak ettirilmemesine ilişkin 02.05.2013 tarihli kararının kaldırılmasına, karar gereği doğrultusunda işlem tesisine karar verilmiştir.
Kararı, şikayet olunan M.. B.. temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan M.. B.."ın, şikayetin süresinde olmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.
İİK"nın 142. maddesinde, cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklının takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebileceği düzenlenmiş ve bu madde hükmü ile sıra cetveline itiraz hakkı takip alacaklılara tanınmış ise de her alacaklı bu hakkı haiz değildir. YHGK"nın 05.03.2008 tarih ve 19-161 E., 213 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sıra cetveline itiraz eden alacaklının icra takibinin ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işleminin bulunması gerekir. Sıra cetveline yönelik itirazda bulunma yetkisi, bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunan alacaklıda olup, aksi halde sıra cetveline itirazda hukuki yararı yoktur. Diğer anlatımla, sıra cetveli bedeli paylaşıma konu mal üzerinde, satış tarihi itibariyle haczi bulunan alacaklılar dikkate alınarak düzenlenir. Aksi halde satış bedelinden pay ayrılamayacağından, adı geçenlerin sıra cetveline itiraz etmekte hukuki yararı bulunmamaktadır.
Aynı yasanın 106. maddesinde ise, "Alacaklı haczolunan mal taşınır ise bir sene, taşınmaz ise iki sene içinde satılmasını isteyebilir." hükmünü; İİK"nın 59. maddesi, "Bir talepte bulunan taraf bununla ilgili masrafları peşin olarak verir" hükmünü; İİK"nın 110. maddesi, "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya takip geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar." hükmünü içermektedir.
Mahkemece, şikayetçinin haczinin ayakta olup olmadığı, sıra cetveline itiraz etmekte hukuki yararının bulunup bulunmadığının tespiti yönünden herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Dairemizin, 09.06.2014 tarihli geri çevirme kararı üzerine gönderilen, şikayetçinin alacaklı olduğu Konya 8. İcra Müdürlüğü"nün 2012/2547 Esas sayılı dosya fotokopisinin incelenmesinde, şikayetçi tarafça borçlu hakkında ilama dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, bedeli paylaşıma konu araç üzerine 19.03.2012 tarihinde haciz konulduğu, fotokopiler arasında İİK"nın 106. maddesince bir yıllık süre içerisinde satış istendiğine ilişkin tutunak bulunmadığı, şikayetçi vekilinin 21.02.2013 tarihinde borçluya ait araçlar üzerine haciz konulması için yeniden talepte bulunduğu, ancak bu talebin yerine getirildiğine ilişkin de bir kayda rastlanılmadığı, şikayet olunana ait Akşehir 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/1279 Esas sayılı dosyada bulunan bedeli paylaşıma konu 42 UC 253 plakalı araca ait trafik kaydında, şikayetçinin yalnızca 19.03.2012 tarihli haczinin kayıtlı olduğu, başka bir haczinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa"nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6, 1982 Anayasası"nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 1086 sayılı HUMK"nın 73. maddesi, "Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez" hükmünü içermektedir. 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapmasını da içerdiği belirtilmiştir. İİK"nın 18/3. maddesinde, " Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." hükmüne yer verilmiştir. Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması kanunun amacına uygun düşer. Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gerekliliktir. Şikayet sonunda hakları haleldar olabilecek alacaklıların savunma haklarını kullanabilmeleri ve adalet dengesinin sağlanabilmesi bakımından takdir hakkı, duruşma açılması yönünde kullanılmalıdır.
Bu durumda mahkemece, şikayet olunana şikayet dilekçesi tebliğe çıkartılıp, şikayet tarihinde yürürlükte bulunan HMK"nın basit yargılama usulüne ilişkin 316 vd. madde hükümleri uyarınca yargılamanın yürütülmesi, taraf teşkilinin sağlanması, İİK"nın 18. maddesi uyarınca duruşma açılması, tahkikatın duruşmalı olarak yapılması, şikayetçinin alacaklı olduğu dosya aslı celbedilerek, şikayetçinin alacaklı olduğu dosyada, süresinde satış talep edilip edilmediği, satış için gerekli masrafların yatırılıp yatırılmadığı araştırılıp, süresinde satış istenmediği veya süresinde satış istendiği halde masrafların yatırılmadığının belirlenmesi halinde hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK"nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca şikayetin usulden reddine karar verilmesi; süresinde satış istenip, masrafını yatırmış olduğunun belirlenmesi halinde uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3-Bozma nedenine göre, şikayet olunan M.. B.."ın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan M.. B.."ın şikayetin süresinde olmadığına yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet olunan yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.