Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5493
Karar No: 2014/5849
Karar Tarihi: 22.09.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/5493 Esas 2014/5849 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/5493 E.  ,  2014/5849 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 25/07/2012
    NUMARASI : 2008/242-2012/343

    Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi, tazminat ve kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Asıl davada davacılar vekili, davalı kooperatif ile bir kısım davalılar murisi olan arsa sahibi N.. Ç.. arasında, 10.10.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre 66 adet bağımsız bölümün tapusunun kooperatife verilmesinin kararlaştırıldığını, inşaatın yapımını ise, davalılardan A.. Y.."ın yüklendiğini, müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, çekilen kur"a sonucunda müvekkillerinden F.. K.."a A Blok 16 nolu bağımsız bölümün, N.. K.."a ise, B Blok 12 nolu bağımsız bölümün isabet ettiğini, arsa sahibi N. Ç. aynı zamanda inşaatın fenni mesulü olduğunu, fenni mesuliyetin gereklerini yerine getirmemesi, projeye aykırı imalata izin vermesi nedeniyle davalı N. Ç. mirasçılarının, projeye aykırı inşaat yapması ve basiretli davranmaması nedeniyle davalı A.. Y.."ın, gerekli özen ve dikkati göstermemesi nedeniyle davalı kooperatif ve kooperatif yetkililerinin müşterek ve müteselsil kusurlarının bulunduğunu, davalıların kusurları nedeniyle yalnızca D,E ve F blokların yapılabildiğini, A, B ve C bloğun fiili ve hukuki imkânsızlık nedeniyle yapılma imkânı kalmadığını, müvekkillerinin dairelerinin bulunduğu blokların yapılmaması nedeniyle müvekkillerine yer tahsisi imkânının kalmadığını, D,E ve F bloktaki üyelere isabet eden bağımsız bölümlerin üyelerin çoğuna teslim edildiğini, yaklaşık yedi yıldır yerlerinden yararlandıklarını, kira ödemekten kurtulduklarını, müvekkillerinin ise, halen kirada olurup, hem kira ödediğini, hem de yer tahsis edilen üyelerle aynı aidatı ödemeye devam ettiğini, kooperatifin tüm üyelere eşit davranma yükümlülüğü bulunduğunu, buna karşın kooperatifin fahiş aidat borcu çıkararak, müvekkillerini üyelikten ihraç etme gayretine girdiğini, üyelerine yer tahsis etmeyen ve onlar arasındaki eşitsizliği ortadan kaldırmayan kooperatifin, üyesinden aidat talep etme hakkının olmadığını ileri sürerek, aynı inşaattan, mümkün değilse emsal nitelikte başka yerden müvekkillerine daire tahsisine, eşitsizliğin ve muarazanın giderilmesine, yer tahsisi sağlanamadığı takdirde rayiç bedel üzerinden her iki müvekkili için eşit olarak şimdilik 30.000,00 TL"nin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkillerinin tahsisten yararlanamamasının oluşturduğu eşitsizliğin tespitine, bu sürede ödenen kira bedelinin oluşturduğu zararın tespitine, aidat borcu oluşacaksa, müvekkilleri lehine tespit edilen zarardan mahsubu suretiyle müvekkillerinin aidat borcu olup olmadığının belirlenmesine, varsa bakiyenin her iki müvekkili için eşit oranda, şimdilik toplam 2.000,00 TL"nin davalı kooperatiften ticari faizi ile birlikte tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davalı kooperatif vekili, davanın reddini istemiştir.
    Asıl davada davalılar M.. M..B.. ve E.. D.. vekili, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Asıl davada davalılar A.. Ç.., K.. Ç.. ve A.. Ç.. vekili, müvekkillerinin murisinin fenni mesullük görevini gereği gibi yerine getirmediği iddiasının doğru olmadığını, inşaatın yapımı sırasında hastalandığını, hastalığın görevini yerine getirmesine engel olduğunu ve inşaatın devamı sırasında vefat ettiğini, murisin arsa sahibi olarak yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kooperatif ile üyesi arasındaki olaylar nedeniyle müvekkillerinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Asıl davada davalı A.. Y.., kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Asıl davada davalı P.. Ç.., davaya cevap vermemiştir.
    Birleşen davada davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, davalı kooperatifin altı adet blok yapması gerekirken üç blok yaptığını, A,B ve C bloklar yapılmadığı gibi, yapılma imkânının da bulunmadığını, imalatı yapılan bloklarda kur"a çekilip, ortaklara 7 yıl önce teslim edildiğini, müvekkillerine ise, yapılma imkânı olmayan A ve B bloklardan daireler düştüğünü, yer tahsisi imkânı kalmadığından, bağımsız bölümlerin bedelinin tazmini için açtıkları davanın, halen devam ettiğini, davalı kooperatifce fiilen kendilerine yer teslim etmesi mümkün olmayan üyelerden fahiş miktarda aidat istendiğini, bu amaçla müvekkillerine ihtarnameler gönderildiğini, Antalya 3. Noterliği"nin 16.05.2008 tarih, 11403 ve 11404 yevmiye nolu ihtarnameleri ile müvekkillerinin kooperatiften ihraçlarına karar verildiğini, ihraç kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, iptallerini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davalı vekili, davacıların kooperatife olan borçlarını uyarılara rağmen ödemediğini, bu nedenle noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini, ihraç kararının Kooperatifler Kanunu"na uygun olarak alındığını ve davacılara bildirildiğini, davanın yasal dayanağı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve kısmen benimsenen bilirkişi raporuna göre, birleşen ihraç kararının iptali davası yönünden, davalı kooperatifin 11.05.2007 tarihli genel kurul toplantısında " aidatların oturan ve mülk sahiplerinden ayda 500,00 TL, dairesi olmayıp oturmayanlardan ayda 100,00 TL olarak alınmasına " karar verildiği, davacıların da ayrı ayrı üye olmaları sebebiyle kendilerine birer tane daire tahsis edildiğinin tarafların kabulünde olup ihtilafsız olduğu, 01.06.2009 tarihli ve 09.09.2009 tarihli bilirkişi raporlarında açıklandığı üzere, davacıların dairede oturmaları sebebiyle aylık 500,00 TL aidat ödemeleri gerektiği ve bu şekilde yapılan hesaplamaya göre, kooperatif tarafından gönderilen ihtarnamelerde belirtilen parasal yükümlülüklerin gerçeği yansıttığı, yasaya ve kooperatif anasözleşmesine uygun olduğu, davacılarca söz konusu kararın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu iddia edilse de, 11.05.2007 tarihli genel kurul kararının iptali için herhangi bir dava açmadıkları ve kararın kendileri yönünden bağlayıcı olduğu, bu nedenle ihraç kararının yerinde olduğunun anlaşıldığı, asıl dava yönünden, davalı kooperatifin ferdileştirme sürecini tamamlamadığı ve tüzel kişiliğinin devam ettiği, bu itibarla, arsa sahibi, eski kooperatif yöneticisi ve yüklenici olan (davalı kooperatif dışındaki ) davalılara, davada husumet düşmediği, davalı kooperatif yönünden, ihraç kararının yerinde olduğu, kooperatiften ihraç edilen davacıların üyelik hakkına dayalı olarak talepte bulunamayacağı, kaldı ki, üyelikleri devam etse dahi, kooperatifin ferdileştirme sürecini tamamlamadığı, faaliyetinin devam ettiği ve alınan genel kurul kararlarının ( tahsise ilişkin ve aidatlara ilişkin ) iptali için bir dava açılmadığı ve geçerliliklerini koruduğu, kooperatife aidat borçları bulunduğu ve bu nedenle davanın reddi gerektiği belirtilerek, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davacılar vekili temyiz etmiştir.
    1- Birleşen davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;
    a) Birleşen dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
    Anasözleşmenin 14/2. maddesinde parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortaklara ihtarname gönderilmesi gerektiği öngörülmüştür. Davalı kooperatif tarafından keşide edilen 14.02.2008 tarihli birinci ihtarnamede, aidat borcu,gecikme faizi, noter ve tebliğ masrafları dahil edilerek 31.01.2008 tarihi itibariyle hesaplanan borcun ödemesi istenilmiştir. Bu durumda, ödemesinde 30 gün gecikilmediği için muaccel olmayan borcun da yer aldığı bu ihtarnameye dayanılarak verilen ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    b) Bozma nedenine göre, birleşen davada davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    2- Asıl dava yönünden temyiz temyiz itirazlarına gelince;
    a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    b) Asıl dava, üyesi bulunulan kooperatiften daire tahsisi, olmaz ise, tazminat istemine ilişkindir.
    Bir yapı kooperatifinin ana amacı ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun, konut ya da işyeri teslim etmektir. Çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkânsızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Normal ödemesini yapıp konut sahibi olan üyelerle eşit miktarda ödemesi bulunduğu tespit edilen, diğer anlatımla eksik ödemesi bulunmadığı belirlenen, ancak kendisine konut tahsis ve teslimi yapılamayan ortağın ödemesi eksik olmayan diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihi itibariyle rayiç değerini talep edebileceğinin, hiç ödemesi yok ise konut karşılığı tazminat isteminin reddi gerektiğinin kabulü gerekir. Eksik ödemesi olan bir üyenin konut karşılığı tazminat alacağının hesaplanma şekli dairemizin yerleşik uygulamalarında aşağıdaki gibi formüle edilmiştir:
    a-Önce ortaklara tahsis edilen konutun dava değeri itibariyle rayiç değeri hesaplanmalıdır.
    b-Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( toptan eşya fiyat endeksi " TEFE" artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalıdır.
    c-Bundan sonra yukarıda (a) maddesinde bulunan değerden (b) maddesinde bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.
    d-Bunu takiben eksik ödeme yapan davacı ortağın ödentileri (b) maddesindeki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı güncelleştirilmelidir.
    e- Bu hesaplamalardan sonra normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (b) maddesinde bulunan ödemelerinin güncel değerinin karşılığı yine yukarıda (c) maddesinde bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre davacının (d) maddesinde eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yararlanması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak (d) maddesinde bulunan miktar (c ) maddesinde bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan rakamın (b) maddesinde bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktarın (d ) maddesinde bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar davacı ortağın davalı kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar tutarıdır.
    Somut olayda davacı üyelere daire verilmesi gereken A ve B bloğun inşaatına başlanmadığı, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/363 Esas sayılı tapu iptali ve tescil davasında davacı olan yüklenici kooperatifin dava dilekçesinde, bu bloklarda inşaata başlanmasının imkânsız olduğunun ileri sürüldüğü, anılan mahkemece sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verildiği, mahkemece, 25.07.2012 tarihli duruşmada anılan kararın Yargıtay incelenmesinden geçerek kesinleştiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
    Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin genel kurul tutanakları, faaliyet raporları, varsa bu konuda devam eden davalar incelenerek ve gerekirse mahallinde tekrar keşif yapılarak, genel kurullarda daire tahsis edilmeyen üyelere ne şekilde daire verileceği yönünde karar alınıp alınmadığı araştırılıp, herhangi bir karar alınmamışsa 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesinde yer alan nispi eşitlik ilkesi uyarınca fiili uygulamanın ne yönde oluştuğu üzerinde yeterince durulup, davacılara daire tahsis edilmesi gereken A ve B bloklarda inşaata başlanıp başlanamayacağı, yeterli arsanın bulunup bulunmadığı, mevcut arsanın tüm bloklar için yeterli olup olmadığı, hangi blokların inşaatının bittiği, davacılara tahsis edilen dairenin bulunduğu A ve B blokta inşaata başlanmayacağının kesin olup olmadığı, yeni arsa alınıp alınmadığı, mevcut arsada yapımı devam eden başka blok ya da blokların inşaatlarının olup olmadığı hususları araştırılıp, kur"a ile konut tahsisi yapılan davacılara dairelerinin teslim edilip edilemeyeceğinin A ve B blok üyeleri arasındaki nispi eşitlik ilkesi çerçevesinde somut delilleriyle birlikte kesin olarak belirlenmesinden sonra, konut tesliminin mümkün olmadığının tespiti halinde konut yerine tazminat talep hakkı doğduğu kabul edilerek,borç miktarı ile ilgili gerekirse bilirkişi kurulundan davacıların itirazlarını karşılar şekilde ek rapor alındıktan sonra Dairemizin tazminat hesap yöntemine ilişkin yukarıda belirtilen formülü gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacılar vekilinin, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl ve birleşen davada davacılar yararına BOZULMASINA, (1-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi